Kırklareli
20 Nisan, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    30.71
  • EURO
    32.91
  • ALTIN
    1967.5
  • BIST
    8994
  • BTC
    49397.326$

TÜRK DEVRİMİ VE SONRASI ÜZERİNE NOTLAR!

25 Temmuz 2021, Pazar 20:14

      Modern Türk Devleti’nin temelleri Milli Kurtuluş Savaşında atılmıştır.Milli Mücadele esnasında Anadolu prekapitalist bir üretim düzeyinde olup,kapitalizmi geliştirecek devrimci bir burjuvazi mevcut değildir. Egemen sınıflar işçileri, orta ve yoksul köylüleri çeşitli mekanızmalarla sömüren feodal ağalar, tüccarlar, tefeciler ve cılız  bir sanayiciler koalisyonudur. Milli Mücadelemiz gerilla savaşı halinde başlamış, düzenli bir ordu sayesinde başarıya ulaşmıştır. Kuvayı Milli müfrezelerinin yürüttüğü gerilla savaşını subaylar ve eşraf örgütlemiştir.Eşrafın üretim ilişkileri içindeki yeri sömürücü sınıf durumunda bulunuşu, Kuvayi Milliye hareketlerini zamam zaman olumsuz etkilemiştir. Bütün iç çelişkilere rağmen Milli Mücadelemizi küçük burjuvazi ve yarı feodal ağaların önderliğinde bir savaş olarak tanımlayabiliriz.İşçiler ve köylüler, sağlam bir ideolojileri ve de örgütsel birliği olmadığından ,egemen sınıfların öncülüğünde Kurtuluş Savaşı’na katılmışlardır.Öte yandan İttihatçıların büyük bir kısmı Türk Devrimi’de Kemalist cepheye katılarak yer almış,Turancı Milliyetçilikleriantiempeyalist ve Misakı-ı Millici bir Milliyetçiliğe dönüşmüştür.Milli Mücadeleye karşı çıkanlar ya isyan etmiş ya da düşmana katılmışlar. Milli Kurtuluş Mücadelesi hem emperyalizme karşı bir savaş hem de yer yer bir iç savaş niteliği taşımaktadır. Öncü küçük burjuvazi Osmanlı Devleti’ne başkaldırmış asker-sivil aydınlardan ve Anadolu tüccarlarından oluşmaktadır.Atatürk stratejisini İngiliz emperyalizmi ile Sovyet Rusya  arasındaki temel çatışmadan yararlanma üzerine kurmuştur. (Üçüncü Enternasyonal’de Burjuva Demokratik yönde olan Milli Kurtuluş Savaşlarının desteklenmesi  kararı Milli Mücadelemiz açısından büyük şanstı. Kurtuluş Savaşımız emperyalist bloka karşı Sovyetler Birliği dostluğu ve yardımıyla yürütülmüştür.Kurtuluş Savaşı Türk-Yunan savaşına indirgenemez.) Amacı Anadolu’da bağımsız bir Türk  Devleti kurmaktır.Milli Mücadele sürecinde uluslararası planda devlet ikili bir karakter kazanmıştır; işbirlikçi Osmanlı hükümeti ve Devrimci Ankara hükümeti. Ankara hükümeti Anadolu’da Milli bir karakter taşıyan sınıfların temsilcisiyken İstanbul hükümeti Anadolu’yu da sömürme durumunda bulunan ve emperyalizmle işbirliği halinde olan gayrimilli bir ticaret burjuvazinin temsilcisidir. Milli Mücadele boyunca Anadolu’da en yaygın ideoloji İslamdır.İslam feodal Osmanlı Devleti’nin resmi ideolojisidir. İslam İstanbul hükümetince karşı devrimci bir araç olarak kullanılmıştır. Mustafa Kemal Milli Mücadele esnasında İslamı devrimci yönde kullanan büyük bir taktisyendir. Milli Mücadelenin başından itibaren Mustafa Kemal savaşının bir amacının da hilafeti ve saltanatın  kurtarılması şeklinde göstermiştir. Kurtuluş Savaşı boyunca İşbirlikçi Osmanlı hükümeti etkili olduğu Anadolu’da dinci ideolojiyi karşı devrimci bir araç olarak kullanarak yarı feodal ağalar ve eşraf aracılığı ile  halkı kışkırtmakta  yer yer ayaklanmalar çıkartarak Kurtuluş Savaşı’nı bastırmaya çalışmaktadır.Devrimci Ankara hükümeti  Batı sömürgeciliğine ve işbirlikçi Osmanlı hükümetine karşı kahramanca savaşmıştır. Kurtuluş Savaş’ının zaferi ile işbirlikçi Osmanlı hükümeti tarihe karışır. Saltanat ve hilafet ilga edilir ve Cumhuriyet kurulur.  Kurtuluş Savaşı’ın başarıyla sonuçlanması 24Temmuz 1923’te Lozan Barış antlaşmasını getirmiştir. Bu durumda siyasi iktidar mücadelesi yapan sınıf ve zümreler: Ticaret burjuvazisi, Anadolu küçük burjuvazisi, büyük toprak sahipleri  ve asker-sivil devrimci aydınlar. Gerçek devrimci potansiyeli teşkil eden işçi sınıfı ile yoksul köylüler iktidar kavgasının dışındadır. Kurtuluş Savaşı ve sonrasında iktidar savaşı büyük ticaret burjuvazisi ve Anadolu eşrafı ittifakı ile asker-sivil aydınlar arasındadır. Bunun sonucu devrimci asker-sivil aydınların bir kısmı burjuvalaşma ve bürokratlaşma eğilimine içine girmişlerdir. Bununla beraber asker-sivil zümrenin, Atatürk’ün liderliğinde  ve küçük burjuva radikalizmi olarak isimlendireceğimiz diğer bir kısmı ise devrimi daha ileri götürmek azmindedir. Kurtuluş Savaşı sonunda Atatürk ve küçük burjuva radikalizminin devlet anlayışı ise,burjuva devrimini ileri götürmek ve Cumhuriyeti ilan etmekti. Atatürk Cumhuriyetçi fikirlerini Milli Kurtuluş Savaş boyunca “milli bir sır” olarak saklamış ve zaferden sonrada yaşama geçirmiştir.  Devamı Yarın