Kırklareli
30 Ekim, 2025, Perşembe
  • DOLAR
    30.71
  • EURO
    32.91
  • ALTIN
    1967.5
  • BIST
    8994
  • BTC
    49397.326$

1923 RUHU VE DEMOKRATİK CUMHURİYET 

29 Ekim 2025, Çarşamba 14:09

 

   Kökleri Antik Yunan ve Roma İmparatorluğu’na kadar giden giden Cumhuriyet kavramının modern zamanlardaki anlamı monarşi ile yönetilmemeye ve monarşi karşıtı  bir rejimdir.
 Bu tanımın dışında Cumhuriyet “kamu işleri” “kamusal şeyler” anlamınada gelir. Bizde 1923’e kadar Cumhuriyetçiliğin ayağını basacağı bir zeminin olduğunu söylemek zordur. Tanzimat-Meşruiyet aydınları arasında Cumhuriyet fikrini ve Cumhuriyet rejimini savunan isimlere ve ekollere pek rastlanmaz. Jön Türkler’in ve İhtiyatçıların tahayyül edebildikleri siyasal rejim en fazla meşruti/anayasal monarşi alabilmiştir. Milli Mücadeleyi yöneten kadrolar arasında da durum aynidir. Mustafa Kemal Atatürk bir istisnadır. O monarşinin olmadığı bir Cumhuriyet rejimini tahayyül etmektedir. Mustafa Kemal olmasaydı bel ki Milli Mücadele kazanabilirdi ama Cumhuriyet kurulamazdı; çünkü Cumhuriyet kurmaya Milli Mücadeleyi yönetenlerin  formasyonları uygun değildi!  Bundan dolayı Cumhuriyet ve Türk Devrimi bir istisnadır.  Egemenliğin gökyüzünden yeryüzüne indirilmesinin, seküleşmenin, anayasacılığın, parlementonun, hukukla yönetmenin Osmanlı’ya kadar giden elbetle kökleri vardır. Ama Cumhuriyetçi radikalizmi Mustafa Kemal Atatürk var etmiştir.Hemde tek başına!  Öte yandan  1923 Cumhuriyeti bir burjuva Cumhuriyetidir.  1908’le birlikte 1923 bizim burjuva devriminin ikinci ayağını oluşturmaktadır. Tıp kı 1789 Fransız Devrimi gibi. Bütün burjuva devrimleri feodalizmi tasfiye etmiş ve yönlerini kapitalizme dönmüşlerdir. Bu Cumhuriyet’in tarihsel bir ilerleme olduğu ve Kemalistlerin tarihin tekerleğini ileriye çevirdiği gerçeğini değiştirmez!  Cumhuriyet; monarşiye karşı, kapitalizm feodaliteye karşı,uluslaşma ümmete karşı,sekülerizm ve laiklik şeriata karşı tartışmasız ilerleme anlamına gelir. Öte yandan Cumhuriyet kamusallığı dışlamaz. Cumhuriyet’in erken döneminde kurulan fabrikalar, medeni kanun, öğretim birliği yasası,demiryolları ve Köy Enstitüleri…bunun göstergeleri . İkinci Dünya Savaşı sonrası yönetici sınıflar “soğuk savaş” döneminde “yeşil kuşak” politikalar ile Türkiye’yi Batı’nin ileri karakolu ve Küçük Amerika yapma hayalleri, Cumhuriyet’in radikalizminin gözden kaybollaşmasını da beraberinde getirdi. Emperyalizme eklemlenme ve dinci gericiliğin önünü açma politikalar, Cumhuriyet’in kamusal niteliğini zayıflattı.  Ezcümle;Cumhuriyet 102 yılı geride bırakırken, bugün Türkiye’yi  dinciliğin ve ırkçı milliyetçiliğin yönetmesi  tesadüf değildir. Bunun bir tarih öncesi vardır.Sol düşmanlığı adına açılan kapıdan girenler önce hükümet sonra devlet olmuşlar ve 1923 Cumhuriyeti’ni tasfiye etmişlerdir. Bugün gerekli  ve acil olan, 1923 Cumhuriyet’inin (bu topraklarda mucize kabilinde bir istisna ve tarihsel sıçramadır) kazanımlarında içeren demokratik, kamucu, laik, sosyal ve ekolojik yeni bir Cumhuriyet inşa etmektir…
                                                           

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum