KAPİTALİZM ÜZERİNE NOTLAR…
20 Nisan 2025, Pazar 16:09Kapitalizmin 500 yüz yıllık bir geçmişi var. Bunun son 250 yılı ‘sanayi kapitalizmi’ki bu insanlık ve uygarlık tarihinde küçük bir parantez ama, buna rağmen bir uygarlık krizi, bir sürdürülemezlik durumu ortaya çıktı. Bu sadece uygarlık krizi değil, anhtropocene denilen bir jeolojik çağa geçiş anlamına da geliyor. Holosen jeolojik çağdan, anhtropocene jeolojik çağa geçiş ki, bunun vahim sorunlara ve sonuçlara yol açması kaçınılmaz. İnsanlar kapitalist bir toplumda yaşıyorlar ama kapitalizmi bilmiyorlar. Doğrusu merakta edilmiyor, sorun edilmeyen şey sorgulanmıyor,tartışılmıyor. Üniversitelerde “iktisat bilimi” diye okutulan, tedris edilen şey bilimle değil, ideolojiler dünyası ile ilgilidir. “iktisat biliminin” fizik, kimya, biyoloji … gibi insan iradesinden bağımsız yasaları yok. Burjuva iktisatçıları ve burjuva politikacıları kapitalizmi gelmiş geçmiş en rasyonel ‘akla en uygun’ sistem olduğu retoriğini dillerinden düşürmezler. Öyle rasyonel, öyle akla uygun bir sitem ki, insanlığı, uygarlığı ve gezegendeki tüm yaşamı uçurumun kenarına getirmiş durumda… Bir uygarlık krizi, bir sürdürülemezlik durumu ortaya çıktı. Kapitalizm insanlığın bir normal hali değil, bir ‘sapma’ durumudur. Araç amaç, üretim tüketim ilişkisi ters-yüz edilmiş durumda. İlişki üretimden tüketime doğru. Bu üretimin ihtiyaçlara yabancılaşması demek. Eğer öyle olmasaydı, binlerce onbinlerce zararlı, zararlı olmasa bile gereksiz şey üretilmez, satılmaz, tüketilmezdi. Kapitalizm bir meta uygarlığıdır. Her şeyi metalaştırıyor, soysuzlaştırıyor, buna insan ilişkileri dahil! Ellerinden gelse suyu… metalaştırdıkları gibi “havayı da” metalaştıracaklar. Kapitalizmin her ileri aşamasında sosyal kötülükler( açlık, sefalet, yoksulluk işsizlik) derinleşiyor. Bir tarafta yoksulluk yaratmadan diğer tarafta zenginlik yaratamıyor. Sadece bu değil, nükleer felaket ve nükleer kış riskini de büyütüyor. Kapitalizm ücretli emek,karşılığı ödenmeyen kadın emeği sömürüsü, doğa yağma ve talanıyla yol alıyor. Kapitalizm sınırsız büyüme, genişleme, yayılma eğilimine ve dinamiğine sahip bir üretim tarzı. Oysa gezegenin kaynakları sınırlı, sonlu. Bir zaman geliyor şimdilerde olduğu gibi sınırsız büyüme doğal kaynakların sınırına dayanıyor. Tüm göstergeler kapitalizmin çöküşü yönünde! Kapitalizmin insanlığı ve uygarlığı getirdiği durumu, kriz kavramı karşılamıyor. Söz konusu olan kriz değil, çöküş. Kriz normal durumdan ‘sapma’ anlamına geliyor, geri dönüşümü ima ediyor. Çöküş ise geri dönüşümü olmayan sınırın aşılması demek. Eğer bir üretim tarzı toplumun çoğunluğunun temel ihtiyaçlarını asgari düzeyde bile karşılayamaz duruma gelmişse, orada artık kriz değil, çöküş söz konusudur. Kapitalizm, insanliğı ve uygarlığı sosyal krize,(açlık, yoksulluk, sefalet, işsizlik) ekolojik krize,( canlı türlerin çok hızlı bir tempoyla yok olması) iklim krizine,( atmosferin yapısının alt-üst olması) ve antropolojik krize( insani değerlerin yok olması) taşıyarak bir çöküşe sürükledi. “Dünya Limit Aşım Günü” diye bir ölçüt geliştirildi. Gezegenin bir yılda yarattığı Ağustos ayında tüketiliyor. Doğaya beş ay borçluyuz, yılda. Bir sürdürülemezlik durumu söz konusu. Bu durumdan çıkmak için üretimin yönünü ihtiyaçlara döndürmek gerekiyor. Büyüme değil, küçülme ve üretimi ivedi olarak azaltmak gerekiyor. İnsana, doğaya ve canlılara zarar veren, vermese bile gereksiz binlerce, onbirlerce gereksiz şey üretiliyor, satılıyor, tüketiliyor, tabii kirletmekte kaçılmaz. Oysa bir şey üretmek, doğadan bir şeyler çekmekle, eksiltmekte mümkün ve üretirkende tüketirkende kirletmek kaçınılmaz. Üretimin planlı bir şekilde kısılması gerekiyor. Varlığını sürekli sınırsız büyümeye borçlu kapitalist üretim tarzında bu asla mümkün değil. Ya ivedi olarak kapitalizmden çıkılacak ya da insanlığın ve uygarlığın bir geleceği olmayacak. İnsanın insanla, toplumun doğayla, kadının erkekle uyumlu ve barışık olduğu bir toplumsal düzen kapitalizm dahlinde mümkün değil. İnsanlığı ve uygarlığı kapitalizmden kurtaracak özneler aktif ve pasif işçi sınıfı, radikal olarak kapitalizmden çıkma perspektifine sahip ekoloji hareketi ve ekolojiyi içselleştirmiş eko- feminizm. Bu özneler başka bir uygarlığın (Ekososyalizm) yolunu aralayabilir. Bu bir ütopyadır. Ütopya gerçekleşmesi imkansız şeyler peşinde koşmak değildir. Ütopya bugün olmayan ama ilerde gerçekleşebilecek olandır.
Ezcümle; Türümüz Homo Sapiens(Günümüz insanı) son tahlilde irade sahibi bir varlıktır. Her zaman şeylerin seyrini değiştirme kabiliyet ve yeteneğine sahiptir. Türümüze güvenelim!
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum