Kırklareli
20 Nisan, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    30.71
  • EURO
    32.91
  • ALTIN
    1967.5
  • BIST
    8994
  • BTC
    49397.326$

Ekmek babaysa, anne sudur. ( Rus atasözü )

03 Ekim 2022, Pazartesi 14:22

Köylerde yavaş yavaş ayçiçek ve mısır hasadının sonuna gelirken, ekim ayında başlayacak olan buğday ekimine hazırlıklarda başladı.
Sulanabilir arazi az olduğu için ayçiçek verimliliği hava şartlarına bağlı kalıyor. Bu sene yağmur aralıklarını tutturabilen çiftçilerin verimi, diğerlerine göre nispeten daha iyi oldu. Bu sebeple sulanabilir arazileri artırmamız gerekiyor. Kapalı borulu sulama sistemlerini kurarak hem su tasarrufu sağlanabilir, hem de daha fazla arazi sulanarak verimlilik artırılabilir. İlimizde bulunan Kayalı barajı Edirne iline içme suyu sağlarken, ismini aldığı Kayalı köyün de çok az bir araziyi sulayabiliyor.. Kayalı barajı benimde köyüm olan Yoğuntaş köyü ve Kayalı köyü arazilerin de daha çok bulunurken, bu yerleşim yerlerindeki arazilere çok az katkısı oluyor.. Aslında Yoğuntaş köyünde mandıra tepesi denilen yere veya Yoğuntaş’la Kayalı arasında kalan Bedre tepesi denilen yere su, barajdan motorlarla pompalanabilse, binlerce dönüm arazi daha suya kavuşabilir. İstenilse bunu işin uzmanları projelendirebilir.  Eskiler "Su akar Türk bakar" sözü boşuna söylenmemiş, insan bu durumu görünce düşünmeden edemiyor. Teknolojinin çok geliştiği bir dönemde bu konuda çözüm üretmek zor olmasa gerek.
Dünya nüfusunun hızla arttığı gıda krizinin yaşandığı dünyada ülkemizin bir an önce tarıma hak ettiği önemi vermesi gerekiyor. Gıda şu an var olduğu için bir fiyatı var. Çölde susuz kalmış bir insanın suya ödeyebileceği bedeli düşünürsek elimizdeki imkanların değerini bilerek, bir an önce sulanabilir arazilerin mevcudiyetini artırmalıyız. Nüfusumuz hızla artarken, birde ülkemizin maruz kaldığı düzensiz göçten dolayı gıdanın önemi git gide artıyor. Çiftçiliği bir meslek olarak gençlerimize sevdirmeliyiz. Çiftçimizin belirli bir refaha kavuşmasını sağlayacak politikalar üreterek, şehirden köye göçü teşvik etmeliyiz. İnsanlarımız daracık şehirlere git gide sıkışıyor köyler boşalıyor.
Ayçiçek hasadında, bu senede her sene yaşanılan belli bir bolluk oluşturularak çiftçinin ürününü ucuza alma politikaları devrede. Sene içinde ayçiçeğin kilogramı 20TL’yi görmüşken, sezona kadar geçen sürede 15 TL civarında gezindi. Sezonda ise bir anda kilogramı 11,50-12 TL’Ye  civarına düştü. Bu sırada buğday ekimi için en çok kullanılan gübre olan, 20 20 ‘nin fiyatı kilogramı 9 TL civarından, birden  12-12,5 TL’ye çıktı. Buna karşılık Tarım Kredi Koperatifleri ayçiçek kilogram alım fiyatını 11,5 TL’den 10:70 TL’ye düşürdü. Çiftçinin maliyeti artarken ürünün değeri düşüyor. İlginçlikler yaşıyoruz. Ekim ayı geldiğinden dolayı, çiftçi ürününü bir an önce satarak, borçlarını kapatıp, buğday ekimi için gerekli gübre ve ekipmanları tedarik etmek zorunda. Üretim maliyetleri çok yüksek olup, ürettiği üründe yeterince para etmediğinden dolayı, bunları tedarik etmekte büyük zorluklar yaşıyor.
İşin özeti Tarım Bakanlığı çiftçinin üretim maliyetlerini gerçekçi bir şekilde hesaplayarak, ürün fiyatlarını ve desteklerini çiftçinin belli bir refaha ulaşacak şekilde belirlenmesi gerekiyor. Türk milleti göre gör bir millettir. Söze bakmaz, kazancı görmek ister. Çiftçiliği bir an önce karlı bir sektör haline getirmek gerekiyor. Bunun içinde gerekli alt yapının ciddi politikalarla planlanıp uygulanması gerekmektedir

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum