COP 26 GLASGOW İKLİM ZİRVESİ!    

   BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi kapsamında düzenlenen COP zirvelerinin miladı 21 Mart 1994. COP zirveleri sera gazı emisyonları azaltmayı ve iklim krizini önleyecek bir seviyeye indirmeyi hedefliyor. Küresel sıcaklık artışını,2100 yılına gelindiğinde 19.yüzyıl ortalamasına göre 1,5 derece bir artış düzeyinde tutmak amaçlanıyor. Sanayi Devrimi sırasında, atmosfere yıllık CO2 salınımı 15.06 milyon ton düzeyindeydi.1950 yılında 6,10 milyar tona,1993 yılında ise 37 milyar tona ulaştı, yıllık CO2 salınımı. 1995 Berlin İklim Değişikliği Çerçeve toplantısı,1997 kyoto Protokolü’ne ,2015 Paris İklim anlaşması’ına,COP zirvelerine ve teknolojik gelişmelere karşın yıllık CO2 emisyonu 2019’da 36,42 milyar tona ulaştı. Eğer CO2 üretimi bugünkü düzeyde artmaya devam ederse ortalama sıcaklık artışı 2050 yılına gelindiğinde 7 derceye ulaşacak! Bu da yeryüzünün büyük bir kısmında yaşamın yok olması demek. 2050 yılında, 2010 yılı düzeyine göre CO2 salınımı “net sıfır” olsa bile ekolojik sorunlar bitmeyecek..Kişi başına enerji kullanımı,avcı-toplayıcı topluluklara göre,feodal toplumda 3.5 kat,kapitalist toplumda ise 20 kat daha fazladır. Avcı-toplayıcılar bir yerden bir yere yaya olarak giderler,güneş ışığından ve odun ateşinden yararlanırlardı. Feodal toplumda güneş enerjisinden, odundan, üretim ve ulaşımda insan,hayvan,su ve rüzgar gücünden yararlanılırdı. Kapitalizmde odundan,su ve gücünden yararlanılsa da,enerjinin çoğu;toplum sağlığı,çevre ve iklim için baş edilmez sorunlar yaratan fosil yakıtlardan karşılanır. Başka bir deyişle Kapitalizm yenilenemez enerji kaynaklarına bağımlıdır. Dünya nüfusunun en zenginlerinden oluşan yüzde 10’luk kümesi 1990-2015 yılları arasındaki birikimli CO2 emisyonların yarısından çoğuna neden oldular. Üç milyar çok yoksul ise CO2 emisyonların yüzde 7’den sorumlu.İklim değişikliğine kimlerin neden olduğu çok açık.İklim değişiliğinden yoksulların yok denecek kadar payı olmasına rağmen,iklim değişiliğinin yarattığı yıkıcı(Aşırı sıcaklar,aşırı soğuklardan ve sellerden) etkilerinden en fazla etkilenen kesimi onlar oluşturmaktadır!  Fosil yakıtlar terk edilip,yenilenebilir enerjiye ve karbonsuz ekonomiye geçilse bile ekolojik sorunlar sona ermeyecek! Kapitalizmin ekolojik yıkıma sürükleyen yapısal sorunlarını ve çelişkilerini dikkatten kaçırmamak gerekir. Ezcümle; Kapitalizmin yarattığı ekolojik ve toplumsal sorunlar, kapitalizmin işleyiş yasalarına yeniden  işlerlik kazandırılarak çözümlenemez.Çözüm Ekolojik Mücadele ile Emek Hareketinin bütünleşip, kapitalizmi aşmalarında ve İnsanın İnsanı, insanın Doğayı sömürmediği,Ekolojik Döngülerle uyumlu yeni bir uygarlık inşa etmelerinde!