Kırklareli
25 Nisan, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    30.71
  • EURO
    32.91
  • ALTIN
    1967.5
  • BIST
    8994
  • BTC
    49397.326$

ALEVİLİK VE BEKTAŞİLİK ÜZERİNE!

09 Eylül 2022, Cuma 14:23

Alevilik ve Bektaşilik, insana ayrımsız bir gözle bakmaya, her türlü değer ve ölçünün merkezine insanı yerleştiren bir kültürel bir kaynaktır. Hacıbektaş kasabasında hiç suç işlenmediğinden dolayı hapishane  1995 yılında Adalet Bakanlığı’nca kapatıldı.  Bu insanlara yıllarca iftira atıldı. Yıllarca devlet,onların çocuklarına okullarda zorla Sünni din derslerini okuttu. Hep dışlandılar. Onlardan kesilen vergilerle sürekli imam-hatip okulları açıldı. Aleviler yok sayıldı. Bu devletin yöneticileri “iyi din eğitimi almış insanlar terörist olmaz” dediler ve “din eğitimi” derken Sünniliği, “terörist” derken bazen solculuğu bazen de Aleviliği kastettiler. Oysa Hacıbektaş’ta ve oradaki köylerde cami yok.Din eğitimini yerleştirilememiş orada. İnsanlar namaz kılmıyor , Ramazan orucu tutmuyor. Kadınlar eve kapatılmıyor. İbadetlerini kadın erkek birlikte yapıyorlar.Saz çalıyorlar, semahlar söyleyip buna uygun danslarlarla gerçekleştiriyorlar,ibadetlerini. Dört kadınla evlenmek tarih boyunca hiç olmamış. Şarap içmeyi biliyorlar. Hiç suç işlenmeyen, insan kardeşliği denen şeyin doğal biçimde yaşandığı yer Hacıbektaş. Alevilik- Bektaşilik böyle bir kültür. İnsanların suç işlemeden,diğerlerine zarar vermeden yaşamalarını sağlıyor. Alevilik- Bektaşılık; ortodoks islam anlayışından oldukça farklı bir öğretidir. 13.yüzyılda ortaya çıkmış ve Ahmed Yesevi öğretisine dayanmaktadır. Yunus Emre, Şeyh Edebali, Mevlana,Baba İshak,Otman Dede,Sarı Saltuk ve Dede Kargın; Ahmed Yesevi öğretisinin temsilcileridir. Ahmed Yesevi’nin  temsilcileri Anadolu ve Balkanlar’ın Türkleşleştirilmesi  ve Müslümanlaştırılmasında başat rol oynamışlardır. Hacı Bektaş kültürü Osmanlı devletinin,hatta sonrasında kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin manevi kaynağıdır. Ahmed Yesevi  öğretisinin oluşmasında Mezopotamya ve İran tarafında ortaya çıkmış binlerlerce yıllık kültürler belirleyici olmuştur. Bu kültürlerin başında 6.yüzyıl da  ortaya çıkan Zerdüşt dini( iyilik ve kötülük ruhlarının varlığına inanıyorlardı)ve  ondan yaklaşık bin yıl sonra ortaya çıkan Mazdek akımı da iyilik ve kötülük arasındaki mücadelenin varlığına inanıyorlar. Hayatı ışığın ve karanlığın savaşı olarak görüyorlardı.Işık Tanrısı’nın 7 veziri ve 12 ruhsal varlığı vardı. Bu inanca bağlı olanlar insan öldürmezdi. Dinin kurucusu  Mazdek, düşmanlık yapanlara bile iyilikle karşılık vermeyi öğütlüyor. İnsanlar arasındaki kavgaları önlemenin yolunun, tarlaların ve malların ortaklığından geçtiğini savuyordu. Bu inançlar İran bölgesinde ortaya çıkmış ve Şamanizm’le epeyce benzer yönlerini vardır. Alevilik ve Bektaşilik Öğretsinde belirgin bir Manicilik etkisi vardır. Alevilik ve Bektaşilik bu kültürlerin sentezinden doğmuştur. Sünnilik, bir anlamda Ortodoks İslam sayılır. Bu topraklardaki Sünni kesiminin bazı ileri gelenleri tarafından yüzyıllar boyunca nefret üretilmiştir. Özellikle Yavuz Selim’den beri. Alevi topluluklara çok büyük baskılar uygulandı, kitle halinde öldürüldüler. Mutasavvıflar da çok ezildi. Örneğin şair Nesimi 1417 yılında  Halep’te derisi yüzerek öldürüldü. Katliamlar ne yazık ki Cumhuriyet döneminde de Çorum’da, Kahramanmaraş’ta ve Sivas Madımak’ta da sürdü. Alevilerin erkeğe ve kadına eşit değer vermesinden rahatsız olmuştur, egemenler. Uydurulan iftiralar da çoğunlukla bu konuyla ilgili. Alevileri  “ahlaksızlık”la ,ensest ilişkilerle suçlandılar, yüzyıllar boyunca. Oysa Alevilikte “Eline,diline, beline sahip olmak” ilkesi vardır!

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum