Kırklareli
19 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    30.71
  • EURO
    32.91
  • ALTIN
    1967.5
  • BIST
    8994
  • BTC
    49397.326$

AKP İKTİDARINDA ÇEVRE YIKIMI!

03 Kasım 2022, Perşembe 09:15

AKP’nin sürdürdüğü çevre politikasının birinci temel özelliği, çevre ve doğal varlıklarının korunmasının istisna, korunmamasının kural haline gelmesidir. “Değer” biçilen her doğa parçası, maden,enerji,inşaat,turizm tesislerinin işgali altında;orman varlığı azaldı; meralar,yaylalar,otlaklar,tarım alanları küçüldü; dereler,sulak alanlar,akarsular kurudu. Henüz kurumayan nehirler,bırakılan sanayi ve tarımsal atıklar nedeniyle zehir akıyor; denizler oksijensiz bırakıldı; biyoçeşitlilik azaldı;yaban hayatı avcılara satıldı; koruma alanlarının dereceleri düşürüldü;tarihi ve kültürel varlıkların bitişiğinde yapılaşma ve sanayi etkinleri hızla arttı. Plastik ve tehlikeli atıkların ithal edilmesine ve asbestli ülkeye girmesine izin verildi.  Türkiye emperyalist devletlerin ve tekellerin atık alanına döndü. AKP’nin çevre politikasının ikinci özelliği , yürürlükteki anayasanın ilgili maddelerini ihlal etmesidir. Çevreyi korumak ve çevre kirlenmesini önlemek, devletin anayasal ödevidir. Yukarıdaki örneklerden anlaşılacağı üzere AKP, bu ödevin tersini yaptığını gösteriyor. Mahkeme kararlarının hiçe sayılması için idari düzenlemeler yapılmıştır. Şirketlerin ekolojik yıkım yaratan etkinliklerin önü açıldı. Çevre politikalarında, Cumhurbaşkanlığının tek yetkili olduğu otokratik bir çevre yönetiminin geçerli olduğu  gözleniyor. AKP , şirketlerin çevreye zararlı olabilecek etkinliklerinin kamu yönetimi tarafından denetimini, kamu yönetiminin çevreyle ilgili düzenlemelerin,şirketlere verilen izinlerin hukuka uyup uymadığının yargı organları tarafından denetimi ve demokratik kitle örgütlerinin gerçekleştirdiği toplumsal denetimi daraltı,denetim yapma koşullarını zorlaştırdı. Denetim düzenekleri çevre politikası açısından çok önemlidir. Denetimsizleştirme,çevre politikasının, hukuk dışı anlayışına,bir keyfiliğe yol açması demektir. AKP öte yandan sermaye sınıflarının doğa ve emekçiler üzerinde tahakküm kurmasını sağladı. Doğal varlıkların özelleştirilmesi, ticarileştirilmesi metalaştılması sonucu şirketlerin önü açıldı ve ekolojik yıkım böyle gerçekleşti. AKP’ 2021 yılının  ekim ayında Paris Anlaşmasını imzaladı ama,bu gelişme AKP’nin iklim politikalarında köklü bir değişiklik getirmeyecek. Anlaşma iki gerekçeyle imzalandı,1-üç milyar dolarlık finansman desteği elde etmek 2-“yeşil dönüşüm”  Türkiye burjuvazisi hem yeni kamu/devlet desteklerine ve hem de AB yeşil fonlarına ve uluslararası yeşil kredilere kavuşmak istiyor.   Ezcümle; çevre yıkımını  ile ekolojik suçları önlemenin ve doğal varlıkların hak öznesi tanımlandığı Ekolojik bir Anayasa yapılmasını ön koşulu, siyasal islamcı AKP’nin seçimle iktidardan gitmesine bağlıdır!

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum