Kırklareli
18 Nisan, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    30.71
  • EURO
    32.91
  • ALTIN
    1967.5
  • BIST
    8994
  • BTC
    49397.326$

Değişim

25 Temmuz 2022, Pazartesi 13:00

Şu an toplumda bu böyle gitmez algısıyla değişimin ayak sesleri hissediliyor. Buna dip dalga diyorlar.  
Toplum siyasetinin önünde gidiyor. Halk artık söylemler boş vaatlere kanmıyor. Akılcı, güven verici politikalar bekliyor.
Bir sektörün kayrılmasıyla kurulmaya çalışılan ekonomi sistemi tıkandı. Tabiri caizse bitkisel hayatta yaşıyor ve değişim için gününü bekliyor. Yabancıya 250 bin dolarken yeni 400 bin dolara çıkarılan bir mülk alarak verilen aile boyu vatandaşlık ile hem ülkenin demografisi büyük zarar gördü, hem de vatandaş yabacıya satılan konutlar yüzünden ucuza ev sahibi olamadı.
İş hayatında bir istikrar yok günlük fiyatlar bazen de saatlik fiyatlar belirleniyor. Satılan bir ürün yerine konulamıyor. Maliyetlerin bu kadar arttığı bir ortamda kar yapamama para kazanamama durumuyla karşı karşıya kalıyor işletmeler. Sürdürülemez bir durum oluştu.  Gıdanın temeli olan buğday, bu sene nisan ayında yaşanan kış şartları sebebiyle gelişimini tamamlayamamasıyla verimi düşük kaldı. Ayçiçeğinde de köse hastalığı ve son olarak  yaşanan çayır tırtılı istilasıyla verimde düşüşlerin yaşanması kaçınılmaz. Gıda sektörünün temeli olan bu iki üründe yaşanan sıkıntılar, gıda  enflasyonunun yüksek kalmaya devam edeceğinin sinyallerini veriyor. Günü kurtaran politikalarla borç alıp, alınan borcu harcayarak oluşan Lale devrinin sonuna geldik.  Bu anlayışın bu politikalardan vazgeçmeyeceği ayan beyan ortada.
Toplumdaki değişim isteğini son süreçte yaşanan meslek odaları ve federasyonları seçimlerinde gördüm. Yıkılmaz denilen başkanlar gitti. Üyeler başkanın başarılı başarısız olup olmadığına bakmadan gördükleri başkanı devirmeye çalıştılar. Kazananlarda çok düşük oy farkıyla kazanmayı başardılar. Gelecek seçimle birlikte çok büyük kırılmalar ve değişimler olması muhtemel. Umarım bu süreç akılcı bir şekilde planlanır ve yürütülür. Ülkenin artık ben 5 verdim sen 10 verdin popülist söylemleri taşıyacak ekonomik gücü yok. Gelmekte olan gıda krizini öncelik alan üretime dayalı politikalar oluşturmak zorundayız. En önemlisi de artık her genci üniversite öğrencisi yapma sevdasından vazgeçip, her genci bir meslek sahibi olacak şekilde yetiştirmeliyiz.  Gençlerimizin hiçbir işe sahip olamayacağı okullarda 25 yaşına kadar okutup vasıfsız olarak mezun etmekten vazgeçilmesi gerekiyor. Gençlere traktör kullanmayı çiftçilik yapmayı, sanayide kaynak ustası olmayı, elektronik devreleri tamir eden elektronik ustası olmayı öğretmeliyiz. İroni olarak söylemek gerekirse bizim kalem tutan değil kürek tutan gençlere ihtiyacımız var. Bu sayede gençlerimiz hem iş sahibi olacak geçimlerini sağlayacak, hem de bu işleri yapmak için dışarıdan gelen göç dalgasının önüne geçilmiş olunacak. Ülkenin demografisi de daha fazla bozulmaktan kurtulacak.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum