Kırklareli
01 Ağustos, 2025, Cuma
  • DOLAR
    30.71
  • EURO
    32.91
  • ALTIN
    1967.5
  • BIST
    8994
  • BTC
    49397.326$

TAŞERONA  BAKMIYORUZ  USTAM!..

19 Temmuz 2025, Cumartesi 14:38

 

   Yazarlar,  yazdıkları eserlerde çoğunlukla  kendi hayatlarından kesitler aktararak  bunu okuyucularıyla paylaştıklarında hem rahatlıyorlar hem de mutlu oluyorlar.Onları yazmaya sevk eden en önemli  neden, yaşadıklarını  bir türlü kabullenememeleri,isyanlarını yazıya dökerek kitlelerle ulaştırma arzusudur.Aynı şeyleri  bir başkası yaşadığında yazarın yazdıklarından bir hisse kaparak tepkisinin  daha farklı olması içindir.

    Kısacık hikayemize gelirsek:Taşeron işçiliğinde  ilk deneyimimdi.Gittiğimiz fabrikalarda  nasıl hareket edeceğimi;hareket alanımızın nereye kadar olduğunu daha henüz bilmiyordum.Çünkü otuz yıla yakın işçilik hayatımda taşeronda hiç çalışmamıştım.Hep düzenli, uzun süreli,kurallı,sendikalı işyerlerinde çalışmış;gerek işveren tarafından gerekse başka işçi arkadaşlarımdan insan onuruna yakışmayan hiçbir  davranışla karşılaşmamıştım.Ağır sanayi katagorisindeki bu işyerinde çalışırken yoğun ve yorucu iş sebebiyle bir iş kazası geçirdim.El parmaklarımdan bir tanesine demir düşüp parmak  tırnak bölgesinden feci şekilde ezilmişti.Kan içinde kalan parmağımı sarmak için üstümdeki giysiden bir parça koparıp tampon yaparak hiç vakit kaybetmeden fabrikanın revirine gittim.Revirdeki genç sağlıkçı hemen pansuman düzeni alarak tam müdahale edecekken üzerimdeki taşeron firmasının formasını görünce yılan görmüş:

    “Aaa ustam!Biz taşerona bakmıyoruz”diyerek kendini çekti.Can havliyle kıvranan ben böyle bir durum karşısında  şok oldum.

   “Ne demek taşerona bakmıyorum?Biz de bu fabrika için çalışıyoruz lütfen gerekeni yaparmısın”diye üsteledim.Fakat sağlıkçı kararlı bir şekilde:

   “Kusura bakma Ustam,burada uygulama böyle”dedi.İşte o an, taşeron işçiliğinin ne menem bir şey olduğunu  iliklerime kadar hissettim.Öyle sanıyorum ki bu genç sağlıkçı belki de sendikasının almış olduğu karar doğrultusunda taşeron işçiye bakmıyor,kendince doğru bir iş yaptığını zannediyordu.Halbuki sağlık hizmetinin sendikalısı,taşeronu olmadığını idrak edememiş olmalı.Savaşta bile olsa, sana sığınan,yardım isteyen düşman askerine bile bu yapılamayacağı bilmeliydi.Bu davranış karşısında her zaman asi,isyankar bir kişiliğe sahip  olan ben o an sanki basiretim bağlanmış,öylece donakalmıştım.Halbuki o işyerinde örgütlü sendikanın genel başkanıyla uzun yıllara dayanan  bir hukukumuz vardı.Kadim dostum olan başkanı arayıp duruma müdahale ettirebilirdim.Sonradan kendi kendime:”Bu sağlıkçı   onur kırıcı davranışını “ben” olduğum için yapmıyor,taşeron işçisi olduğum için yapıyor” Hem sonra başkanı arasaydım  eleman yaptığından dolayı  işinden bile olurdu.Belki de başkan, sendikasının  kararları harfiyen uygulayan  üyesi olan bu genç sağlıkçıyı korur,kırk yıllık hukukumuzu çiğnemek zorunda kalabilirdi.Hal böyle olunca gayet sakin, vakur bir şekilde:

    “Hiç olmassa buzdolabından biraz buz ver de kanı durdurayım”dedim.İstemeyerek de olsa  buzu verdi Allah için, adamın hakkını yemeyeyim.Yaralı  parmağıma  tuttuğum buz parçasıyla taşeron firmasının konteynırına geldim.Şirket yetkilisi mühendise durumu anlatım ve beni hemen en yakın sağlık kuruluşuna götürmesini söyledim.Ben,şirket yetkilisinden:”Sana revirde nasıl bakmazlarmış?Ben şimdi onlara haddini bildirirm!”gibisinden bir çıkış beklerken o panik içinde:

    “Aman ustam,kimse duymasın!Eğer fabrika yetkilileri duyarsa iş kazası oldu diye bize bir daha burada iş vermezler.”Koyun can derdinde,kasap et derdinde!..Etekleri tutuşan mühendis, ne  patlayan parmağıma  baktı,ne de bir sağlık kuruluşuna gitmem için “yok” diye  araç tahsis etmedi.Kendi çabalarımla  geçikmeli olarak gittiğim hastanede müdahale edilerek uzun bir süre çalışamamıştım.Çoğumuzun iç yüzünü bilmediği taşeron işçiliği böyle bir şeymiş meğerse.Onu da yaşayarak öğrenmiş olduk.

    İşte bizim eserlerimiz  böyle enteresan hikayelerden  oluşuyor.Ve biz de toplumsal sorumluluğumuz gereği  bunları yazarak  siz değerli okuyuculara  ulaştırmaya çalışıyoruz. Kalın sağlıcakla...

TAŞERONA  BAKMIYORUZ  USTAM!..

   Yazarlar,  yazdıkları eserlerde çoğunlukla  kendi hayatlarından kesitler aktararak  bunu okuyucularıyla paylaştıklarında hem rahatlıyorlar hem de mutlu oluyorlar.Onları yazmaya sevk eden en önemli  neden, yaşadıklarını  bir türlü kabullenememeleri,isyanlarını yazıya dökerek kitlelerle ulaştırma arzusudur.Aynı şeyleri  bir başkası yaşadığında yazarın yazdıklarından bir hisse kaparak tepkisinin  daha farklı olması içindir.

    Kısacık hikayemize gelirsek:Taşeron işçiliğinde  ilk deneyimimdi.Gittiğimiz fabrikalarda  nasıl hareket edeceğimi;hareket alanımızın nereye kadar olduğunu daha henüz bilmiyordum.Çünkü otuz yıla yakın işçilik hayatımda taşeronda hiç çalışmamıştım.Hep düzenli, uzun süreli,kurallı,sendikalı işyerlerinde çalışmış;gerek işveren tarafından gerekse başka işçi arkadaşlarımdan insan onuruna yakışmayan hiçbir  davranışla karşılaşmamıştım.Ağır sanayi katagorisindeki bu işyerinde çalışırken yoğun ve yorucu iş sebebiyle bir iş kazası geçirdim.El parmaklarımdan bir tanesine demir düşüp parmak  tırnak bölgesinden feci şekilde ezilmişti.Kan içinde kalan parmağımı sarmak için üstümdeki giysiden bir parça koparıp tampon yaparak hiç vakit kaybetmeden fabrikanın revirine gittim.Revirdeki genç sağlıkçı hemen pansuman düzeni alarak tam müdahale edecekken üzerimdeki taşeron firmasının formasını görünce yılan görmüş:

    “Aaa ustam!Biz taşerona bakmıyoruz”diyerek kendini çekti.Can havliyle kıvranan ben böyle bir durum karşısında  şok oldum.

   “Ne demek taşerona bakmıyorum?Biz de bu fabrika için çalışıyoruz lütfen gerekeni yaparmısın”diye üsteledim.Fakat sağlıkçı kararlı bir şekilde:

   “Kusura bakma Ustam,burada uygulama böyle”dedi.İşte o an, taşeron işçiliğinin ne menem bir şey olduğunu  iliklerime kadar hissettim.Öyle sanıyorum ki bu genç sağlıkçı belki de sendikasının almış olduğu karar doğrultusunda taşeron işçiye bakmıyor,kendince doğru bir iş yaptığını zannediyordu.Halbuki sağlık hizmetinin sendikalısı,taşeronu olmadığını idrak edememiş olmalı.Savaşta bile olsa, sana sığınan,yardım isteyen düşman askerine bile bu yapılamayacağı bilmeliydi.Bu davranış karşısında her zaman asi,isyankar bir kişiliğe sahip  olan ben o an sanki basiretim bağlanmış,öylece donakalmıştım.Halbuki o işyerinde örgütlü sendikanın genel başkanıyla uzun yıllara dayanan  bir hukukumuz vardı.Kadim dostum olan başkanı arayıp duruma müdahale ettirebilirdim.Sonradan kendi kendime:”Bu sağlıkçı   onur kırıcı davranışını “ben” olduğum için yapmıyor,taşeron işçisi olduğum için yapıyor” Hem sonra başkanı arasaydım  eleman yaptığından dolayı  işinden bile olurdu.Belki de başkan, sendikasının  kararları harfiyen uygulayan  üyesi olan bu genç sağlıkçıyı korur,kırk yıllık hukukumuzu çiğnemek zorunda kalabilirdi.Hal böyle olunca gayet sakin, vakur bir şekilde:

    “Hiç olmassa buzdolabından biraz buz ver de kanı durdurayım”dedim.İstemeyerek de olsa  buzu verdi Allah için, adamın hakkını yemeyeyim.Yaralı  parmağıma  tuttuğum buz parçasıyla taşeron firmasının konteynırına geldim.Şirket yetkilisi mühendise durumu anlatım ve beni hemen en yakın sağlık kuruluşuna götürmesini söyledim.Ben,şirket yetkilisinden:”Sana revirde nasıl bakmazlarmış?Ben şimdi onlara haddini bildirirm!”gibisinden bir çıkış beklerken o panik içinde:

    “Aman ustam,kimse duymasın!Eğer fabrika yetkilileri duyarsa iş kazası oldu diye bize bir daha burada iş vermezler.”Koyun can derdinde,kasap et derdinde!..Etekleri tutuşan mühendis, ne  patlayan parmağıma  baktı,ne de bir sağlık kuruluşuna gitmem için “yok” diye  araç tahsis etmedi.Kendi çabalarımla  geçikmeli olarak gittiğim hastanede müdahale edilerek uzun bir süre çalışamamıştım.Çoğumuzun iç yüzünü bilmediği taşeron işçiliği böyle bir şeymiş meğerse.Onu da yaşayarak öğrenmiş olduk.

    İşte bizim eserlerimiz  böyle enteresan hikayelerden  oluşuyor.Ve biz de toplumsal sorumluluğumuz gereği  bunları yazarak  siz değerli okuyuculara  ulaştırmaya çalışıyoruz. Kalın sağlıcakla...

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum