DOKUNULMAZLIK, TBMM’ NİN MİLLİ EGEMENLİK İMTİYAZIDIR. DOKUNULAMAZ

Politikaları iflas eden, iç ve dış desteğini büyük ölçüde yitiren AKP-Saray iktidarı, yeni planlar ve kumpaslar peşinde. Bir yandan, sıkışıklığını atlatabilmek ve dağılan tabanını toparlamak için, ayrıştırma, kışkırtma ve baskıyı artırıyor. Diğer yandan da, güç kaybeden cumhur ittifakının dağılmasını önlemek ve gündemi değiştirip, muhalefeti etkisizleştirmek için, yeni gündemler yaratmaya çalışıyor. Şimdiye kadar yarattığı algı operasyonları, hiçbir işe yaramadı. Şimdi ise, uymadığı mevcut anayasa yerine, yeni anayasayı, yıllardır hak ve özgürlükleri yok ettiği halde, hukuk ve demokrasi paketi palavralarını ve TBMM egemenliğinde olan dokunulmazlık olayını gündeme taşıdı. Aslında iktidar,Yeni anayasanın, hukuk reformunun uygulanmayacağını biliyor. 19 yıllık pratik bunun kanıtı. Ancak, sermaye gelsin diye, akılınca uyguladığı baskı rejimine makyaj yapmak istiyor. Sözde demokratikleşme paketinin de, kopya olduğu ve AB fonlarından da, bunu yazmak için bir milyon 200 bin euro aldıkları da ortaya çıktı. Meclis muhalefeti özellikle Anayasa tartışmaları tuzağına düşmemeli ve halkın gündemini konu etmelidir.

Temsili demokrasilerde, bütün ülke nüfusu, toplanıp kararlar alamayacağı için, millet-halk kendilerini idare etsin, yasaları düzenlesin, devleti yönetsin diye, vekillerini seçer.(aslında bütün devletler sınıfsal egemenliği temsil eder. Sınıflar var oldukça, devlet sınıfın devleti olacaktır ve gerçek demokrasi asla olmayacaktır) Seçilen bu ‘milletin vekilleri’ toplanıp bir meclis oluştururlar. Bu meclis, teorik olarak, ‘Milli İradeyi- milli Egemenliği’ temsil ederler. Türkiye’de, Anayasada belirtilen, ‘Egemenliğin Kayıtsız Şartsız Milletin’ olduğu ve ‘meclis eliyle kullanır’ dediği meclisin adı Türkiye Büyük Millet Meclisi- TBMM’dir. TBMM, Anayasaya göre, milli egemenliği temsil eden en yüksek organdır. TBMM millet-halk egemenliğini temsil ettiği ve halkın üzerinde bir güç kabul edilmediği için, ‘DOKUNULMAZ’dır. TBMM’deki dokunulmazlık, meclisteki tek tek vekillere verilen kişisel bir imtiyaz değil, TBMM’nin, milli egemenliği temsil etmesinden kaynaklanan, meclisin tüzel kişiliğine verilmiş kurumsal bir imtiyazdır ve dokunulmazdır Meclis yok edilmeden, Milli irade-milli egemenlik ortadan kaldırılmadığı sürece, TBMM’deki dokunulmazlık imtiyazına dokunulamaz. Ortadan kaldırılamaz. Bir kişi veya kuruma, devredilemez. Çağdaş Anayasa ve Demokratik Parlamenter rejimlerin özü budur. Bu nedenle, TBMM’de görev yapan her milletvekili, bu mecliste görevde olduğu sürece, hangi konuşmayı yaparsa yapsın, hangi ideolojik yaklaşımda olursa olsun, hangi yasa teklifi getirirse getirsin , asla sorgulanamaz, yargılanamaz, tutuklanamaz. Meclisin ‘Kurumsal Dokunulmazlık’ kapsamındadır. Yoksa, vekilliğin bir anlamı olmaz.

Nitekim, Leyla Zana olayında, Ankara’da savcılık, meclise dokunulmazlık fezlekesi gönderdiğinde, o zaman meclis başkanı hukukçu Hüsamettin Cindoruk, ‘TBMM’nin kurumsa kimlik olarak dokunulmaz olduğunu, dokunulmazlıkların tek tek vekillerin bir imtiyazı olmadığını, dokunulmazlığın kaldırılmasının milli egemenliğin temsilcisi olan meclisin yok edilmesi olacağını’ belirterek izin vermemiş ve fezlekeyi iade etmiştir. Yargılamalar vekillik sonrasına kalır.Doğrusu da budar.Sonraki meclis başkanları, ülkenin diğer kurumlarında olduğu gibi, TBMM’nin de işleyişini ve Anayasal kurumsal yapısını bozarak, dokunulmazlık olayını, muhalif vekillerine karşı bir şantaj durumuna getirdiler. Meclisi ‘tek adam sahıs rejiminin’ emirlerini uygulayan organ durumuna düşürdüler. Ne yazık ki CHP dahil meclis muhalefeti, iktidarın rejimi değiştiren bu tuzağını göremediler ve tuzağa düştüler. Ey meclisteki muhalefet partileri, ırkçı-dinci hamasi nutuklara teslim olmadan, meclisin onurunu koruyarak, hukuki tavır almalısınız. Memleketi, AKP başkanının ‘ihtirasına’ kurban etmeyin Yoksa, sıra tek tek hepinize gelecektir.