Kırklareli
09 Kasım, 2025, Pazar
  • DOLAR
    30.71
  • EURO
    32.91
  • ALTIN
    1967.5
  • BIST
    8994
  • BTC
    49397.326$

BİR  AKIZ  TETEM  VARDI...

08 Kasım 2025, Cumartesi 12:57

                  

    Köyde geçen çocukluğumda  ona “tete(teyze)”diye hitap ettiğim ve çok sevdiğim bir kadın vardı.Aklım erinceye  kadar onu öz teyze olarak bildiğim  melek gibi  bu  kadının   benim hayatımda apayrı bir yeri vardır.İşin aslı,öz teyzem  genç yaşta doğumdan ölünce teyzemin  eşiyle evlenir.Üstelik, yetim kalan iki çocuğunu  kendi öz evladı  gibi sahiplenir.Onlara annelerinin yokluğunu hiç hissettirmez.Sonradan onun da iki kızı bir erkek evladı dünyaya gelir.Başta annem olmak üzre ölen teyzemin  geride kalan bütün aile fertlerini kendi akrabası gibi kabul eder çok sever sayardı.Biz de onu aynı  duygularla sever,hiç bir şeyden ayırmazdık.

    Hani varya bazı insanları betimlerken yanlış bir sözcük kullanmamak için  kılı kırk yarıyorsunuz.İşte bu Akız teyzemi sizlere tanıtırken  onu tarif edecek sözcükler  bulmakta gerçekten zorlanıyorum.Bir insan bu kadar mı iyi olabilir?..Bunun hiç mi ona ters gelen  bir meselesi veya hazetmediği birisi  olmaz?Çevresinde onunla iyi geçinemeyen,ondan hoşlanmayan birisi hiç tanımadım ki.O her zaman herkese yapıcı yaklaşır;onaylamadığı bir durum bile olsa karşısındakiyle  kesinlikle ters düşmez,sorunu çözmek için  elinden geleni yapmaktan geri durmazdı.Asıl adı Emine olan bu teyze  kadınlarla konuşurken  “Akız” sözcüğünü çok kullandığı için  yeğenleri olarak biz ona “Akız  teyze “veya köy diliyle “Akız tete”diye hitap ederdik.Akız tete,uzun boylu,çakır gözlü,bir kaşı anadan doğma hafif kalkık güzel sayılabilecek bir kadındı.Onlar ölen teyzemin eşi olan eniştemler evlendiklerinde ben dünyada yoktum.Bu evliliklerinden arkası arkaya iki kız ve bir de oğlu oluyor.Kızlar on sekiz yaşına geldikten sonra çalışmak için  eşi vefat etmiş İstanbul’da yalnız yaşayan görümcesinin  yanına gidiyorlar.Orada çalışırken kendilerine birer eş bulup evleniyorlar.Yetmişli yılların başlarında, İngiltere ve Almanya   gibi sanayisi gelişmiş  ülkeler  ikinci dünya savaşında  büyük oranda yitirdikleri  işgücünü telafi etmek için devam ettirdikleri yabancı işçi alımı dolayısıyla damatlarının şansı yaver gidip  eşleriyle birlikte birisi Almanya’ya,diğeri de İngiltere’ye kapağı atarlar.Eniştem  aşırı sigara tüketiminden önce nefes darlığına,ardından da akciğer kanserine yakalanıp altmışını görmeden bu dünyadan göçer.Kızları  İstanbul’a gittikten birkaç yıl sonra oğlu da ilkokulu bitirir bitirmez o da İstanbul’un yolunu tutar.Eşinin ölümünden sonra  “Paşam”dediği tek dayanağı oğlu da yuvayı terk edince  köyde iyice yalnız  kalan Akız teyzemin çileli hayatı  ondan sonra  başlıyor...

     Akız  teyzemin  İngiltere’ye yerleşen  kızının çocukları  olmaz.Onlar da yıllar sonra erkek kardeşinin üç oğlundan birisini evlatlık edinirler.Almanya’ya  yerleşen kızının Türkiye’de iken iki kızı,oraya yerleştikten sonra da iki kızı olur.Karı koca ikisi de fabrikada çalışacakları için  kız çocuklarını köyde bizim  Akız teyzeye bırakırlar.Onlar da çocuklarının bakımını üstlenen annelerine arada bir para gönderirler.Akız teyze çok cabbar,çalışkan bir kadındır.Hemen yanından dere akan evinin bahçesinde  yaz sebzelerinden her çeşidini yetiştirir.O yıllar iklimler şimdilerdeki gibi kurak değildi.Kışlar çok yağışlı,yazlar ise ılıman geçerdi.Dereler durmadan akar,göller susuz kalmazdı.Her hanenin  bahçesinde muhakkak domates,biber,patlıcan  ve diğer yaz sebzeleri  yetiştirilirdi.Köylü her türlü gereksinmelerini  kendisi karşılardı.Karpuz,kavun türü şeyler hiç sulamadan sabah düşen çiğle büyürlerdi.Lakin  1986 yılında olan  Çernobil  Nükleer Santralının  patlamasından  sonra meralarımızda yıllarca  o tür ürünler yetişmez oldu.Köyümüzün diğer önemli geçim kaynağı bağcılıktı.Herkes gibi Akız teyzenin  de birkaç tane bağı vardı.Birbirini kaldıramayacak kadar küçük  iki torununun bakımlarının yanında hem bağçe eker,hem üzüm bağlarını bakar,hem de karpuz,kavun dahi yetiştirir onları satarak geçimini sağlardı.Torunlarının birisi beş yaşında diğeri ise yedi yaşındaydı.Mavi boncuk gözlü,saçları kıvır kıvır  olan büyüğünün  ismi Tülay,diğer esmer,tıknaz küçük olanının ismi ise Nedime’ydi.Bana “Dayı”diye hitap ediyorlardı.Ben de o zamanlar 15-16 yaşlarındayım.Biz dört kardeş,annem ve babamla  birlikte kalabalık bir aile sayılırdık.Teyzem ise tek başına yalnız bir kadındı.İstanbul’da yeğenleriyle birilikte  yaşayan görümcesi Ümmü abla da yeğenleri bir bir yuvadan uçup yalnız kalınca   o da tası tarağı toplayıp köye Akız teyzemin yanına gelmişti. Kır işlerine yetişemediği zaman ona  yardıma giderdik.Bunun karşılığında o da bize yardıma gelirdi.Biz bu yardımlaşmaya imece diyorduk.O yıllarda gerek akrabalar arasında gerekse komşular arasında müthiş bir dayanışma,yardımlaşma duygusuvardı.Hatır ve vefanın kıymet bilindiği,karşılık beklemeksizin iyiliğin yapıldığı çok güzel yıllardı.

    Akız teyzenin Almanya’da çalışan kızının sonradan iki tane daha kızı olur.Gurbet ellerde  para biriktirmek için her yolu deneyen gurbetçiler gibi bizim teyzenin kızı damadı da Alman devletin nüfus arttırımını teşvik için verdiği  yüksek oranlardaki çocuk parası için art arda  çocuk yapmaya başlamışlardı.Çocuklar  dünyaya geldikten  bir iki ay kadar  analarını emzirdikten sonra onları Türkiye’ye  Akız teyzeye   gönderiyorlardı.Öyleki, iki aylık,sütten ayrılmamış  bebeklerini bile yolladıklarını oluyordu.Akız teyzemin iki aylık bebekle yazın sıcağında ne zahmetler  çektiğini çok iyi bilirim.O tarla senin bu bağ benim kadıncağız torunlarını bakmaktan  bir gün olsun ak gün  görememişti. O kadar iş yüküne ve sıkıntıya  rağmen bir gün olsun off dediğini duymadık.Ona”Niye bu çocuklara  bakıyorsun?Bırak anası,babası baksın”diyenlere:

    “Akız,onların işleri var, çalışırlar,çocuklarına nasıl baksınlar?Hem sonra onlar bana yük değiller ki”diyerek kızına,torunlarına kesinlikle hiç laf söyletmezdi.Kızının  çocukları büyüyüp Almanya’ya gittikten sonra bu kez  oğlunun iki tane erkek çocuğunun bakımını üstlenmişti.Çünkü  oğlu ve karısı Edirne’de bir tekstil fabrikasında çalışıyorlardı.Akız teyze  çok yaşlanmış,artık  erkek torunlarını  köy içinde   kontrol edememeye başlamıştı.En sonunda oğlu ve gelini kadının haline acıyınca onu ve yaşlı halalarını  yanlarına  aldılar.Onun Edirne’ye oğlunun yanına gitmesiyle o çileli hayatı biraz olsun iyileşmişti.Görümcesi Ümmü abla da çok iyi bir kadındı.O da Akız teyze gibi talihsiz bir kadındı.Genç yaşında   kocası onu  bir çocukla bırakıp başka biriyle evlenir.Kızını tek başına büyütür.Kızı  büyüdükten sonra annesine ihanet eden babasının yanına sığınır.Çünkü adam yörenin en zengin,en saygın kişilerinden biridir.Yaşadığı kasabada bir un değirmeni,sıra sıra dükkanlar ve çok geniş verimli topraklara sahiptir.Onlarca çalışanı ve hizmetcisi vardır.Kısacası civarda ırgat olarak çalışanların çoğu ona çalışmaktadır.Akız teyze,görümcesiyle birlikte oğlunun yanında yıllarca onların çocuklarına baktılar.Oğlu ve gelini de onları hep el üstünde tuttu. Edirne’de kalırken biz de ailece sık sık evlerine uğrar  hal hatır sorardık.İkisi de beni çok severlerdi.Köydeki gibi  sıcak,samimi  ilişkilerimiz   hiç kesintiye uğramadan onlar bu dünyadan göçünceye kadar sürdü.

     Beni hayrete düşüren diğer  husus;inanılmaz derecede iyi kalpli,kadirşinas;hiç  kimse için en ufak bir  art niyet düşünmeyen;haktan,hakkaniyetten ayrılmayan,dini bütün  böyle muhteşem bir insanın  ölümünün çok trajedik olması...Hastalandıktan sonra  hastaneye kaldırılan bu kanatsız Melek’in aylarca komada kalıp feci bir şekilde ölmesi benim hayat dair düşüncelerimi allak bullak etti.Bana göre bu derece iyi  bir  acı çekerek ölmemeliydi.Çünkü Akız teyze, yaşamı boyunca bir kez bile olsa iyilikten,doğruluktan bir milim  sapmamıştı.Yakınlarının mutluluğu için kendi hayatını feda eden bir insana bu şekilde bir ölüm hiç yakışmamıştı.Ne yazık ki  bir daha eşine benzerine rastlayamayacağım  böylesi bir değeri aylar süren  trajik bir  bitkisel hayattan sonra ebediyete uğurlamıştık.Mekanın cennet,toprağın bol olsun,ışıklar içinde uyu Akız tete...

 

  

   

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum