AKP SARAY REJİMİNİN,ANAYASAL BAŞÖRTÜ TUZAĞI VE MUHALEFETİN TUTUMU

AKP-Saray rejimi ve ortaklarının ,anayasal rejimi tasfiye  edip yerine  fiilen kurdukları İstibdat rejimi  seçime gidiyor.Bu rejim devletin bütün,mali kaynaklarını, güvenlik bürokrasisini, kendi yarattığı ‘hukuksuzluğun hukuku’ sayesinde, yargıyı, cezalandırma   aracına dönüştürerek,  toplum üzerinde her türlü yasak ve ayrıştırmayı yaparak, devlet  gücüyle  seçime  gidiyor. Ancak, oldukça sıkıntılı, partideki hesapları,  çarşıya, pazara ve toplum gerçeğine uymuyor. Bu yüzden  sıkışıyorlar, sıkıştıkça  da saldırganlaşıyorlar.
Saray iktidarı,  seçime giderken, devletin ekonomik-mali kaynaklarını, yargı tehdidi dahil,bütün bürokrasi güçlerini, cemaat-tarikat ve diyanetin desteğini,beslediği trol ordusunu ve yandaş basını, şeriatçı ve diktatörlük rejimlerden seçim için alınan paraları, hepsini seferber edecek.  Seçim sürecinde fiyat sınırlaması yapacak. Emekliler başta olmak üzere, geçim zorluğuna mahkum ettikleri kesime, merkezin, hazinenin, bütçenin tüm imkanları kullanılarak, karşılıksız para basılarak, bol keseden seçim rüşveti dağıtılacak. Şimdiye kadar toplum yararına yapmadıkları  bazı uygulamaları, seçim korkusuyla devreye  sokacaklar.AKP’nin, başörtüsünü, anayasada   çözme isteği, tamamen  art niyetli, toplumun yaşadığı ekonomik yıkımın,hayat pahalılığının  tartışılmasını önlemek, gündemi değiştirmek,  şeriat rejiminin yolunu açmaya, din ve inançları, kışkırtmaya yönelik bir tuzaktır.  Altılı masa, Emek ve Özgürlük  ittifakı, sol ittifak,  siyasi kesimler, meslek örgütleri ve  demokratik kitle örgütleri bu konuda, çok net tavır koymalıdır. İktidarın  teklifi, asla başörtüsü sorununu çözmek değildir. Zaten sorun  da yoktur,  Buradaki amaç, iktidarı sürdürmek, Demokrasi yerine, şeriatçı diktatörlüğü kurmaktır. Demokratik Cumhuriyeti savunmayan, Laikliği ve bilimi temel almayan, ‘acaba karşı çıkarsak  muhafazakar kesimlerde oy kaybeder miyiz’, tutarsızlığına düşen, yalpalayan, korkak ve kırılgan davranan, grup yada  ittifak, pratik olarak, Demokratik Cumhuriyete, din ve vicdan özgürlüğünün teminatı olan laikliğe, ihanet etmiş olacaktır. Fiilen, şeriatçı karanlığın  parçası olacaklardır.’ Halka  anlatamayız, bize din düşmanı derler’ türü sözler, tutarsızlığın, korkaklığın ve samimiyetsizliğin  ifadesidir. Ülkeyi felakete sürüklemiş, milyonları açlığa ve yoksulluğa mahkum etmiş AKP  iktidarı, açıkça şeriat oylamasına gidiyorken, Altılı masadakiler dahil,iktidar iddiasındaki siyasi muhalifler, laik cumhuriyetin ve kazanımlarının yok edileceğini, kararlılıkla savunmadan korkuyorlarsa, kafaları bulanıksa, zaten işlevinizi bitirmişsiniz, iktidar iradenizi kaybetmiş, demokrasi ve hukuk söylemleriniz boşa düşmüş demektir.Aynı durum, kararsızlık  gösterecek  olan her yapı için geçerlidir İktidar, muhalefete  mecliste de   şöyle bir tuzak kuruyor. Eğer TBMM de 400  oy ile teklif geçerse, referanduma gitmeyeceklermiş. Bunun garantisi  nedir. AKP şimdiye kadar, söylediği  hangi sözde durdu ki, buna da inanalım.  Yasaklar, yoksulluk, yandaşlık  kaldırılacaktı, tersi oldu hepsi yaygınlaştı, Enflasyon, hayat pahalılığı bitecekti, halimiz ortada, liyakat diyorlardı, cemaatlere itaat, esas oldu. Başörtüsü, sadece, üniversite için  deniyordu, şimdi anaokulları dahil, devleti her kurumuna yerleşti, Hatta, hayat tarzına doğrudan  saldırı var. Başını örtmeyenlerin tamamı tehlikede. Muhalefetin  hepsi oy verse bile, gizli oylamada, İktidar, bazı adamlarına oy verdirmez, yine muhalefeti suçlar ve referanduma gider. Nasıl güveneceksiniz? AKP ve ortakları ekonomik ve toplumsal gerçeklerin tartışılmaması, iktidarın, iç ve dış’ta düştüğü rezillikleri gizlenmesi, gündemin  değiştirilmesi için, halkın  dini duygularını meydanlarda tartıştırıp, seçimi başörtüsü referandumuna indirgemek istiyor. Bu olay, muhalefet partilerin ve ittifakların,  demokrasi sınavı olacaktır. Kimin nerede olduğunu göreceğiz.