SABAHATTİN ALİ, ERDAL İNÖNÜ VE RAFET KIRAL

   İlk bakışta, “Ne ilgisi var?” diye düşünebilirsiniz.
    Açıklayalım:
   SABAHATTİN ALİ: Kırklareli’nde öldürülen ilk “faili meçhul” , ama 1990 yılından bu yana her yıl düzenlenen “Sabahattin Ali Kültür Günleri” etkinlikleriyle Kırklareli’nde YAŞATILAN ünlü yazar ve şair…
   ERDAL İNÖNÜ:2001 yılı etkinliklerinin Onur Konuğu olan ünlü siyasetçi…
   RAFET KIRAL: 2001 yılı etkinliklerinde, İnönü’nün de katıldığı Çağlayan Restorant’daki yemekte, katılımcılara müzik ziyafeti çeken Köy Enstitülü öğretmen ve çok sayıda eseri TRT repertuarına giren bestekâr…
   GÜNÜN GETİRDİKLERİ
   14.06.2001 Perşembe…
   Yemekten sonra eve gelip yattığımda, sevgili bestekâr hocamız Rafet KIRAL’ın geceye renk katan nağmeleri, sabaha kadar beynimde döndü durdu…
   Sabah 06.30’da uyandım. Gece boyunca kafamda kurduklarımı kaleme almak için kalktım ve çalışmaya başladım. Saat 08.00’da başlayan kısa süreli sağanak yağmur bana eşlik etti ve 
“SUSAMIŞIM DUDAĞININ TUZUNA” kâğıda şöylece döküldü:

   Susamışım dudağının tuzuna,
   Bir şehirde sen,
   Bir şehirde ben,
   Öp öpebilirsen…
               SÖZ: Yalçın BELLİCAN 
                  BESTE: Rafet KIRAL
                   
   SUSAMIŞIM DUDAĞININ TUZUNA… Ne demek “tuza susamak”?
   SUSAMAK, suya gereksinim duymaktır. Tuza susamak, olsa olsa TUZSAMAK, yani tuza gereksinim duymak olur…
   Şair, sevgiliye olan özlemini “dudağının tuzuna susamak” şeklinde tanımlıyor.                       Su ve tuz, organizmanın temel taşlarıdır. Tuzsuz beden, güçsüz bedendir. Tuzsuz yaşam olmaz, susuz hiç yaşanmaz… Beğenilmeyen yemek tatsız, tuzsuzdur. Yaşamın tadı, tuzu olmayınca, yaşamak da anlamsızdır. Su ve tuz doğanın temel taşlarıdır. Denize girer, suyun serinliği ile mest oluruz. Denizden çıktığımızda su buharlaşır, tuz tende kalır. Tende kalan tuz, suyun verdiği hazza-zevke süreklilik kazandırır. Tendeki tuz, suya yeniden girme isteği de yaratır, suya özlemdir.
   “Tuza susamak” deyiminde bir de tezat var. Tuz, susatan bir maddedir. Tuza susamak, yani tuzsamak, tuza gereksinim duymanın hemen ardından, suya gereksinim duymaktır.                  Sevgilinin dudağının tuzuna susamak, sevgiliye özlemdir. Geçmişte yaşanan sayısız sevişmelerin tadı, dudaklarda ölümsüzleşmiştir. Sevişmenin özünde emek vardır, hareket vardır. Ter, emeğin birincil göstergesidir. Terin özü su ve tuzdur. Sevişirken terleyen bedenler, su ve tuz atar. Su buharlaşır, tuz tende kalır. Sevişirken dudaktan alınan tadın özü de tuzdur. Bu tat unutulmaz…
   Dudağın tuzuna susamak, sevişmeye özlemdir…
                                       15.06.2001- Saat: 09.00 (*)
   Sabahattin Ali’yi ve Erdal İnönü’yü özlemle anıyor, Rafet Kıral’a uzun ömürler diliyoruz.
   (*) BİR ÖKÜZLE GÖZGÖZE- Rafet Seçkin
   20.06.2022
   rafetseckin@hotmail.com