Kırklareli
26 Aralık, 2025, Cuma
  • DOLAR
    30.71
  • EURO
    32.91
  • ALTIN
    1967.5
  • BIST
    8994
  • BTC
    49397.326$

KIYMETİNİ  BİLMEK (1)

26 Aralık 2025, Cuma 11:20

                       

  Kıymet sözcüğünün Türkçe karşılığı,bir şeyin  ne kadar değerli ve önem taşıyan;maddi ve manevi değerlerimizin bir araya gelmesiyle oluşan bir kavramdır.İnsan tercihleri,değerler ve inançla ilişkilidir;bu nedenle bir şeyin kıymeti,ona yüklediğimiz önem ve değerle ilişkilidir.Yani,bir şeyin kıymetini bilmek için ona yüklediğimiz bir önem,öncelik arzetmesi gerekirmiş.Günlük hayatımızın akışında  işler acaba öyle mi yürümektedir?..

-Sağlığımızın kıymetini bilmek

-Özgürlüğümüzün  kıymetini bilmek

-Ananın,babanın kıymetini bilmek

-Ailenin ,eşinin,dostunun kıymetini bilmek

    İsterseniz önce sağlığımızın kıymetinden başlayalım,çünkü sağlıklı bir yaşamımız olmazsa diğer şeylerin hiçbir anlamı olamaz.”Her işin başı sağlık” diyoruz ama  hangimiz sağlığımıza öncelik verip dikkat ediyoruz?Maalesef,mala mülke değer verdiğimiz kadar  kendi sağlığımıza değer vermiyoruz.Arabamız varsa  onu aylık,yıllık bakıma sokup hiçbir masraftan kaçınmıyoruz,iş kendimize gelince “amaaan sen de”deyip para harcayacağız diye sağlığımızı öteliyoruz.”Can  boğazdan gelir”diyoruz ama “Can boğaz gider”sözünü unutup ne yememize,ne de içmemize dikkat ediyoruz.Çoğumuz,sağlıklı bir besleme nedir,bir insan için günlük ne kadar kalori gerekir? bilmiyoruz.Bilsek de o diyete uyacakmıyız san ki...Ne bulursak midemize götürüyoruz.Mideye aşırı yüklenmenin gerek sindirim sistemimiz,gerekse dolaşım sistemimizi bozacağını hiç hesaba katmıyoruz.Oysa atalarımız ne güzel söylemiş;”Elmayı soy da ye,armudu say da ye”diye.Aşırı alkol ve sigara kullanımının  kalp ve damar hastalıklarına,kansere sebep olduğunu bildiğimiz halde bu zıkkımı içmeye devam ediyoruz.Bedenimizi dış etkenlerden korumanın yanında iç dünyamızı da gereksiz düşüncelerden ve evhamlardan uzak tutmalıyız.Aslı astarı olmayan,tamamen önyargılarımızdan kaynaklanan işlevsiz düşüncelerden bir türlü kurtulamıyoruz.Bunlar da bizim ruh sağlığımızı bozduğu gibi sonunda ucu vücut sağlığımıza kadar varıyor.”Ayağını sıcak tut,başını serin;gönlünü ferah tut,düşünme derin”bu sözler boşuna ortaya çıkmadı herhalde.İşte bu söylenenlerin,yazılanların değerini ancak hastalandığımızda,yatağa düştüğümüz zaman anlıyoruz.Solunum yollarımız tıkandığında  nefes almak için nelerimizi feda etmeyiz.Veya yediklerimizi öğüten,sindiren  sindirim sistemimiz bozulduğunda bir yudum su içebilmek ,birkaç yudum bir şey yiyebilmek; fazlalıkları dışarı atmak için ne kadar zahmet çektiğimizi ancak iş başa geldiğinde görüyoruz.İşte o  zaman, ne malk,mülk,para,ne de mevki,makam,şöhret, gözümüz hiçbir şeyi gözmez olur.Sadece bu dertten bir an evvel kurtulup sağlığımıza kavuşmak isteriz.Bunun için gerekirse bütün servetimizi gözden çıkarırız.İşte  bütün mesele sağlığımız bozulmadan onun kıymetini bilmek ve ona göre bir yaşam standartı uygulamamız gerekiyor.Ondan dolayı hastalık  kapımızı çalmadan tedbirimizi almalıyız.En önemlisi, yaptığımız hatalardan ders çıkarmalıyız ki ayni hataları bir kez daha tekrar etmeyelim.

   Kıymetini bilmemiz gereken ikinci önemli konu Özgürlük,bir insanın dış etkenlerden bağımsız olarak hiçbir baskıya  maruz kalmadan, başka bireylerin haklarına saygı göstermek koşuluyla kendi iradesine ve düşüncelerine  göre karar vererek seçim yapma,düşünce ve davranışlarını serbestçe ifade etme hakkıdır.Özgürlük,demokratik bir toplumun olmazsa olmazı olarak tercih yapma ve kendi yaşamlarını yönlendirme hakkıdır.Haklarına saygı gösterilmesi ve eşit muamele görmeyi hak eder.Özgürlüğün varlığı,insanların kendilerini gerçekleştirme sürecine katkıda bulunur.Toplumsal gelişimi teşvik eder ve insanlık için önemli bir değeri temsil eder.

   Özgürlük,düşünce,ifade,inanç,basın,seyahat,toplantı ve dernek kurmak gibi temel insan haklarının korunması;eşit ve adil bir şekilde muamele görme,haksız yere tutuklanma veya cezalandırma durumlarıyla karşılaşmamasıdır.Devletin görevi,bireylerin haklarını korumak ve güvence altına almak için yasaları düzenlemek ve uygulamaktır.Bu kadar geniş bir anlamı olan özgürlük elbette insanlara gökten inmedi.İnsanoğlu bunu elde etmek için ağır bedeller ödemek zorunda kaldı.Toplumların ilk oluşumundan bugüne değin bunu kazanmak için nice mücadeleler,nice savaşlar verdiler.İnançlarından ve fikirlerinden dolayı yeri geldi diri diri toprağa gömüldüler,fırınlarda yakıldılar,çarmıha gerildiler, soykırımlara uğradı ama haklarını almaktan bir milim geri adım atmadılar.Özgürlük mücadelelerini sonuna kadar sürdürerek en nihayet  1789 Fransız İhtilaliyle bunu başardılar.

    Özgürlükler  büyük  bedeller  ödeyerek alındıysa insanoğlu bunun kıymetini gayet iyi bilir ve onu sahip çıkarak bir daha elinden gitmesine izin vermez.Fakat bu  birileri tarafından bahşeder  gibi   verilirse geri almaları da kolay olur.Toplumlar bunun kıymetini bilemediği için geri alınırken de hiç tepki göstermez.Çünkü onlar daha henüz bunun bilincine  varamamışlar.Dış dünyayı,hep  kuyunun dibinden gökyüzüne baktıklarında gördükleri kadar olduklarını  zannettiler.Başlarındaki  muktedirler de  birtakım oyunlarla onların dış dünya ile ilişkilerini yüzyıllarca engellemeyi muvaffak oldular.Romanlarında,öykülerinde sosyal,toplumsal temaları işleyen Amerikalı yazar Ursula.K.Le Guin diyor ki:

    “Adaleti hayal edemezsek,içinde yaşadığımız adaletsizlikleri göremeyiz.Özgürlüğü hayal edemezsek özgür olamayız.Adalet ve özgürlük gibi şeyleri hayal etme şansı hiç olmamış insanlardan adalet ve özgürlüğe ulaşma çabası bekleyemeyiz.”Çok doğru bir saptama,çünkü köleler için özgürlük fikri bir idea olarak oluşana kadar yüzlerce yıl köleliğin olanca şiddetiyle yaşanması icap etmişti.

    Özgürlük,demokrasi bilincine varmış her birey için hava kadar,su kadar çok önemlidir.İnsan nasıl hava almadan,su içmeden fazla yaşayamıyorsa bilinçli insan da kendini ifade edemiyor;yeteneklerini keşfetme ve geliştirme,hedeflerine ulaşmadan bütün kapılar yüzüne kapanıyorsa o insan mutlu bir yaşam süremez.Beslenme ve barınma hakkı,eşit, ücretsiz eğitim ve sağlık hakkı,seçme ve seçilme hakkı,çalışma  hakkı,adil yargılanma hakkı... Evrensel İnsan hakları Beyannamesine göre  bunlar herkesin en doğal demokratik hakkıdır.Bunlar  olmadığı zaman insanın yaşamı zorlaşır,hayat çekilmez bir hale gelir.Ondan dolayı, büyük bedeller karşılığı bugüne kadar kazandığımız  özgürlüklerimizin kıymetini bilip,onları daha da geliştirmek için  demokrasi mücadelemizi eksiksiz vermeye devam etmeliyiz.

  

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum