KATAR’DA DÜNYA KUPASI'NIN ÖTEKİ YÜZÜ

  Katar’ın yüzölçümü Ankara’nın yarısı kadar. Nüfusu ise 2 milyon 600 bin. Nüfusun büyük bir kısmını (%80) Hindistan,Pakistan,Bangladeş, Nepal,vb. den gelen mülteci  işçiler oluşturuyor. Bilindiği gibi Katar dünyanın  en büyük petrol -doğalgaz rezervlerine sahip bir ülke. Çok Zengin bir ülke. Herşeyi satın alabiliyor. Dünya kupası maçları Haziran/Temmuz aylarında  oynanırken Katar’da 50 derece sıcaklık olduğundan maçlar Kasım- Aralık aylarına alındı. Katar’ın taraftarı yok. Futbol geleneği  olmayan bir ülke. Katar çözümü taraftar kiralamakta buldu. Dünya kupası için inşa edilen tek kullanımlık 7 stadyum,lüks oteller,gökdelenlerin  inşasında 6500 işçi  aşırı sıcaklar ve ağır çalışma koşulları nedeniyle yaşamını yitirdi. Bu bir katliamdır.  İşçilerin hiç bir hakları yok. Katar asgari insan hakları ve özgürlük standartının olmadığı bir ülke. Açılışı şereflendiren devlet ve hükümet başkanları yeşil dolardan başka bir şey düşünmediklerinden bunu sorun etmiyorlar. Boşuna Kapitalizmin ahlakı yoktur denmiyor...İnşa edilen Stadyum, lüks otel ve otoyollardan Kapitalist şirketler büyük paralar kazandılar. Öte yandan Katar, dünya kupasında güvenliği sağlamaktan da aciz  bir ülke. Türkiye,Fransa, İtalya ve ABD’den polis, jandarma kiraladı.Nasıl olsa para var!Her şeyin alınıp satıldığı bir dünyada bu hiçte şaşırtıcı değil. Uygar Dünya’nın medyası Katar’la ilgili gerçeği ve kepazeliği sorun etmiyor. ABD’nin Orta-Doğu’daki en büyük askeri üssü Katar’da. Kapitalizm herşeyi metalaştırdığı gibi futbolu da metalaştırdı.Futbol Kar -kazanç araçına dönüştü ve varlık nedenine yabancılaştı. Futbol kulüpleri oyun ve oyuncu ticareti yapan Kapitalist işletmelerdir, uzun zamandan beri! Açlığın istisna değil, kural olduğu bir dünyada futbolcuların milyonlarca dolara alınıp-satılması ve futbola bu kadar para harcanması insanlık açısından utanç verici değilse ya nedir?