DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ile Röportaj
11 Ekim 2021, Pazartesi 21:08
1. COVID-19 salgınıyla kadınların omzundaki yükün arttığını görüyoruz. İş yaşamında kadınlar bu süreçten nasıl etkilendiler? Kısaca bahseder misiniz?
Kadınların yaşamın her alanında karşı karşıya kaldığı eşitsizlik ve ayrımcılık, COVID-19 salgını ile daha da belirgin hale geldi. Kadınlar, tüm dünyada COVID-19 salgınından katmerli bir biçimde etkilendi. COVID-19 salgını ile evlere kapanmanın, kadınların evde bakım yükünü katladığı ve ev içi şiddeti artırdığı biliniyor. Öte yandan iş gücü piyasalarında kadınların deneyimlediği eşitsizlikler daha da derinleşiyor.
COVID-19’un çok daha yoğun olarak yaşandığı dönemlerde kadın işsizliği yüzde 50’leri aştı, kadın istihdamı daha hızlı daraldı. Kadınlar iş gücü piyasasından daha hızlı çekilmek zorunda kaldı; halihazırda oldukça düşük olan kadınların iş gücüne katılımı daha da geriledi. Kadınlar daha fazla eş değer tam zamanlı istihdam kaybı yaşadı. COVID-19 döneminde genelde yüzde 13,2 olarak görülen eş değer tam zamanlı istihdam kaybı kadınlarda yüzde 15,5 olarak hesaplandı. Kısacası kadınlar, erkeklere göre COVID-19’un yıkıcı etkilerine daha fazla maruz kaldı.
2. DİSK Araştırma Merkezi'nin yayınladığı Ağustos 2021 raporuna göre, her 100 kadından sadece 17'si kayıtlı ve tam zamanlı istihdamda... Kadınların iş gücüne daha fazla katılım gösterebilmesi için neler yapılabilir sizce?
Sizin de ifade ettiğiniz gibi DİSK-AR, uzun yıllardır yaptığı geniş tanımlı işsizlik hesaplamasına bir yenisini ekledi ve bu hesaplamaya “KATİ” ismini verdi. Bilindiği gibi, TÜİK tarafından istihdam sürekli artış eğiliminde açıklanıyor. Ancak açıklanan istihdam verileri istihdamın niteliğini bizlere yansıtmıyor. Bu amaçla yapılan hesaplama her 100 kadından sadece 17’sinin kayıtlı ve tam zamanlı istihdamda olduğunu ortaya koydu. 2021’nin 2. çeyreğinde resmi kadın istihdam yüzde 27 iken KATİ oranının yüzde 16,6 olduğu görüldü.
DİSK olarak kadınlara ve kadın istihdamına yönelik talep ve önerilerimizi sıkça dile getiriyoruz. Bir kez daha birkaçını dile getirmek gerekirse,
- Öncelikle, kadınları ve haklarını koruyan her türlü yasa ve sözleşme etkin bir şekilde uygulanmalıdır. - Kadın istihdamının önündeki engellerden olan çocuk bakımı, yaşlı bakımı ve ev işlerini kadının üstünden alacak sosyal politikalar üretilmeli ve uygulanmalıdır.
- Çalışma hayatında kadına yönelik her türlü ayrımcılık terk edilmeli; cinsiyetçi iş bölümüne, ücret eşitsizliğine son verilmeli; güvenceli ve düzenli işler yaratılmalıdır.
- Salgın döneminde artan kadın işsizliğini azaltacak istihdam politikaları hızla hayata geçirilmelidir. Kadınların gelirlerini koruyacak önlemler alınmalı, artan bakım emeği için ekonomik destek ve ebeveyn yardımları sağlanmalıdır.
- ILO’nun 190 sayılı Sözleşmesi derhal imzalanmalıdır.
3. Bu pandemi süreci bize birtakım şeyleri yeniden sorgulamamıza sebep oldu. Mavi yakalı, beyaz yakalı, güvencesiz çalışanlar fark etmeksizin birçok çalışan mağdur oldu. Sizce, bu mağduriyetler bize prekarya denilen kavramın daha da hissedilir olduğuna mı işaret ediyor?
DİSK, salgının görülmeye başlamasıyla birlikte işçileri koruyacak birtakım öneri ve taleplerde bulundu. DİSK olarak COVID-19’un başından beri öncelikle çarkların durmasını, işten çıkarmaların yasaklanmasını, İSF’den yararlanma koşullarının kolaylaştırılmasını, emekliler, kayıtlı ve kayıt dışı çalışan işçiler başta olmak üzere yurttaşlara gelir yardımını savunduk.
Bunların bir kısmı hayata geçirilmiş olsa da, hükümet COVID-19 ile mücadelede yetersiz kaldı. Örneğin işten çıkarmalar yasaklandı ancak ücretsiz izin uygulaması getirilerek işçiler “sefalet ücreti” ile yaşamaya zorlandı. Öte yandan, sermaye bu dönemde eski adı Kod-29 olan İş Kanunu 25/II maddesi ile işçileri işten çıkarmaya devam etti.
Bilindiği gibi COVID-19’un görülmesiyle birlikte çalışma şekillerinde değişiklikler yaşandı. Ücretli ve ücretsiz izin uygulamaları, dönüşümlü çalışma, kısa çalışma ve uzaktan / evden çalışma bu dönemde yaygınlaştı. Çalışma şekillerinde yaşanan değişiklikler ile birçok işçi kendisini daha fazla kontrol altında, daha ulaşılabilir olmak zorunda ve daha güvencesiz hissetmeye başladı.
4. Günümüzde, toplumumuza mal olmuş önemli günleri unutturma çabası var adeta. Umudun yan yana olmasından, dayanışma içinde örgütlü mücadeleden rahatsız olan bir kesim var. Tüm bu engellemelere rağmen, salgından sonraki süreçte, nasıl günler, nasıl bir çalışma hayatı insanları karşılıyor olacak? Ön görünüz nedir?
Örgütlenmeye, sendikal haklara yönelik saldırılar devam ediyor. COVID-19 döneminde de işçilerin örgütlenmesi, basın açıklaması, eylem ve miting gerçekleştirmesi çeşitli bahanelerle engellendi. DİSK salgın öncesinde olduğu gibi salgın döneminde de örgütlenme çalışmalarına ve işçilerin haklarına yönelik tüm saldırılarla mücadele etmeye devam etti. Salgın sonrasında da haklarımız için mücadelemize devam edeceğiz.
5. Son olarak, neler söylemek istersiniz?
2018 Eylül’ünde görülmeye başlanan ekonomik kriz ve ardından 2020’den beri yaşanan COVID-19 salgını kişilerin işleri ve gelirlerinde büyük tahribatlara yol açtı, açmaya devam diyor. Bu dönemde sendikal haklar başta olmak üzere birçok alanda kısıtlamalar ve engellemelerle karşı karşıya kalındı. Kadınlara yönelik saldırılar en üst perdeden yaşanmaya devam ediyor. Tüm bunlarla mücadele için örgütlenmek büyük önem taşıyor.
DİSK Başkanlar Kurulu, 24 Eylül 2020 Perşembe günü gerçekleştirdiği toplantıda “örgütlenme seferberliği” kararı aldı. Bu doğrultuda örgütlenme çalışmalarımız birden fazla sendikada ve birden fazla işyerinde sürüyor ve sonuçlanıyor.
Örgütlenme seferberliğinin önemli bir ayağını kadın işçilerin örgütlenmesi oluşturuyor. DİSK’li kadınların sayısının artması ile ilgili özellikle çalışmalarımız var. Yoğun olarak kadınların çalıştığı iş kollarında, bölgelerde çalışma yürütüyoruz.
İşçilerin, emekçilerin, halkın ve toplumun ihtiyaçlarını önceleyen eşitlikçi, dayanışmacı ve sosyal adalet ilkelerine dayanan yeni bir toplumsal düzen için omuz omuza mücadeleyi etkin şekilde sürdürecek bir örgütlenmeye devam edeceğiz. Bu ülkenin değerlerini üreten kadın ve erkek tüm işçileri emeğimize ve ekmeğimize sahip çıkmak için omuz omuza olmaya çağırıyoruz.

Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum