Kırklareli
05 Mayıs, 2024, Pazar
  • DOLAR
    30.71
  • EURO
    32.91
  • ALTIN
    1967.5
  • BIST
    8994
  • BTC
    49397.326$

DİNLERDE VE DİNCİ REJİMLERDE DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜK OLMAZ

11 Ekim 2021, Pazartesi 21:16

Din toplumsal bir kurumdur. Sosyolojik ve bilimsel incelemeler gösteriyor ki, dinler, insanların, doğa olayları ve nesneleri karşısındaki, hayret ve çaresizliklerinin yarattığı korkulardan doğmuştur. Dinler, çok tanrıcılıktan, tek tanrıcılığa, somut-maddi tanrılardan manevi-ruhsal tanrı anlayışına doğru evrim geçirerek, bu günkü tek tanrılı dinlere gelmiştir. Yahudilik, Hıristiyanlık ve Müslümanlık, tek tanrılı dinlerdir. Bu dinler, inananlarca kutsal kabul edilen kitapları olan semavi dinler olarak kabul edilir. Bu gün, dünyada, bu dinlerin dışında çok sayıda din ve inançlar mevcuttur. Dinlerde değişmeyen tek özellik, her dinin, kendi dışındaki inançları toptan reddetmesidir.

Dinler ve dini inançlar her dönemde, toplumda ve siyasal yönetimlerde etkili olmuştur. Feodal-tarım toplumlarında tamamen din egemendir. Tek tanrılı dinler, İmparatorlukların yönetiminin temel esaslarını belirler. Bu nedenle, her imparatorluk, bir dinin temsilcisi ve yayıcısı olmuştur. Batı toplumlarında, Rönesans ve reform hareketleri ile kesif ve icatların sonucu sanayi toplumları doğdu. Uzun ve mücadeleler sonucu devlet ve din işlerinin ayrılmasıyla Laik, Demokratik ve pozitif hukuka dayalı rejimler doğdu.

Günümüzde, hangi din olursa olsun, topluma ve devlete egemen olunca, siyasal rejim de, o dinin hukuku olan şeriat rejimi olur. Sınıfsal egemenlik örgütü olan devleti, hangi sınıf , zümre veya kişi yönetiyorsa, şeriat kurallarını kendince yorumlar. Şeriat rejimlerinde, devleti yönetenler, kendilerini tanrının yeryüzündeki yönetsel temsilcisi olarak görür. O dinin, kutsal kitabındaki bütün yetkileri, kullanır. Din, siyasal yapıya girince, gerçekte, kutsal özünü yitirip, siyasetin emrine ve ihtirasına göre karar veren, toplumun ezilmesinin ve sömürülmesinin aracı olur. Nitekim, bu gün Ortadoğu’daki onlarca şeriatçı Arap ülkelerine bakınız. İnandıkları tanrı, peygamber ve kitapları aynı olmasına rağmen, yöneticilerin çıkarları nedeniyle, 180 derece farklı şeriat uygulaması var. Hepsinin, yönetenleri zengin ve emperyalizmin işbirlikçileridir..Hepsinin halkları yoksul ve geri kalmıştır. Hiçbirinde de demokrasi yoktur. Hepsinde, şeriatçı baskısı var. Çünkü, şeriatçı rejimlerde, inançtan bağımsız bir düşünce yoktur. Din adamları ve dinci rejimler, tarihin hiçbir döneminde, özgür düşünceye saygılı olmamışlardır, Bu yüzden, hiçbir dinde ve dinci rejimde Demokrasi ve Özgürlük olmaz. Olamaz. Rejim, İnsanı, biat eden kul, tebaa görürler.

Şeriatçı rejimler ve yöneticileri, Laikliğe ve Demokrasiye düşmandırlar. Çünkü; gerçek bir Laik ve Demokratik rejimlerde, insan haysiyetine, uygun olarak, ekonomik, sosyal ve siyasi haklar ve özgürlükler vardır. Bu hak ve özgürlükler, Anayasal ve yasal güvenceye alınmıştır. Şeriatçı zihniyete göre, değiştirilemez, sorgulanamaz ve boyun eğilecek tek yasa ve kural, tanrının kutsal kitaplarıdır. İnsanlar tanrının kuludur, Kulların yaptığı yasalarla yönetenler ve yönetilenler tanrıya karşı gelmiş olurlar. Tanrıyla eşit olduklarını söylemiş olurlar. Bu nedene, demokrasi isteyenler kafirdir ve katli vaciptir. Şeriat rejimleri, demokratik hak ve özgürlüklerin düşmanıdır. Özgürlüğe yer yoktur. Demokrasiyi kötü göstermek, dini inançları kullanarak, halka baskı yapan, cahil bırakan, hırsızlığını ve soygununu, din ile gizleyen yöneticilerin, egemen güçlerin sahtekar planıdır. Kulluktan, özgür yurttaşlığa yükselen insanın, soygun ve talan düzenini sorgulamasını, saltanatları için tehlikeli görürler.. Bütün toplumların ve devletlerin geleceğini, şeriatın dogmatik kurallarının belirlediği kulluk sistemine mi yönelecekleri yoksa, çağdaş, uygar Demokratik rejimlere mi yönelmeleri belirleyecektir. Yani, Şeriata mı, Demokrasiye mi. Anayasa mahkemesinin,’Laiklik karşıtı hareketlerin-şeriatçıların- odak noktası olduğuna’ karar verdiği, Akp iktidarı, geldiği günden beri, Laik Cumhuriyet rejimini, şeriatçı bir rejime dönüştürmeye çalışıyor. Cumhuriyet rejimini yok edip, hızla şeriata götürüyor. Yargı, dini yorumlara,dualara göre karar veriyor. Üniversiteler, medreseye, her okul imam - hatibe dönüştü. Camiler, AKP başkanının parti bürosu oldu.. Diyanet tek bir mezhep adına, Şeyhülislam edasıyla dini, sarayın emrine sunup, fetvalar veriyor. Toplumsal ve devlet hayatı dinselleştiriliyor.

Türkiye halkı artık , bir karar vermelidir. Ya, AKP’nin ülkeyi götürmeye çalıştığı, karanlık şeriat rejiminin yanında olunacak,, Ya da, Laik, Demokratik Cumhuriyet rejiminin yanında olunacak. Bütün haysiyetli ve onurlu insanların, Laiklikten ve Demokrasiden yana olacağına inanıyorum. Şimdi, karar zamanı.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum