Kırklareli
28 Nisan, 2024, Pazar
  • DOLAR
    30.71
  • EURO
    32.91
  • ALTIN
    1967.5
  • BIST
    8994
  • BTC
    49397.326$

BİLİN İSTEDİM. BİLİM, HUKUK İNSANLARI VE GÖNÜLLÜ YAŞAM SAVUNUCULARI İLE  NELER YAPTIK..NELER YAPIYORUZ…

16 Şubat 2024, Cuma 17:32

 

    Gündem Erzincan İliç Altın Madeni 
Gönüllü olarak yaşamı savunan dostlarımızla bilim ve hukukun desteği ve katkısı olmasaydı…  Kırklareli Altın Madeni olarak bizde gündem olabilirdik.Çünkü;  Dereköy-Gümüşalan arasında 14.96 ha da faaliyet göstereceğini beyan eden Yeni Anadolu Mineral Madencilik San.Tic.Ltd.Şti    ALTIN MADENİ AÇMAK İÇİN GELDİ. 07.10.2013 tarih ve 37 sayılı kararla Kırklareli Valiliği  ÇED GEREKLİ DEĞİLDİR   kararı verdi. Ancak ruhsat alanı 1999.31 ha olarak görünmekteydi.Yaklaşık 20.000 dekarlık ruhsat alanı ÇED sürecine tabi olması gerekirken ÇED GEREKLİ DEĞİLDİR kararında hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle Kırklareli’de duyarlılık gösteren kişi ve kurumlar olarak 20 imzalı dava açıldı. Edirne İdare Mahkemesi açılan dava sonucu  03.04.2014  tarih ve 2013/1252 sayılı kararı ile  “Hukuka aykırılığı açık olan, dava konusu işlemin uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğuracağından yürütmenin durdurulmasına oy birliği ile karar verilmiştir.” Denildi.Ardından Kırklareli Valiliği ve Yatırımcı firma 23.09.2014 tarihinde Danıştay ONDÖRDÜNCÜ Dairesine temyiz başvurusunda bulundu.Danıştay ONDÖRDÜNCÜ Dairesi 2015/166 Esas ve 2016/1099 sayılı kararı ile Kırklareli Valiliği ve Yeni Anadolu Mineral Madencilik San.Tic.Ltd.Şti  nin başvurusunun reddine ve Edirne İdare Mahkemesinin kararını uygulanmasına karar verdi.Yeni Anadolu Mineral Madencilik San.Tic.Ltd.Şti    ALTIN MADENİ Altın madeni  için talep ettiği saha tamamı kapalı orman alanında kalmaktaydı. İdare mahkemesi iptal etti. Danışya onadı. Sevindik. Yargı kararına sevinmemize fırsat vermeden 31.12.2014  tarihinde Koza Altın İşletmeleri A.Ş.(KOZA) tarafından  Geçitağzı ve Kula köyleri bölgesinde  PROJE TANITIM DOSYASI  duyurusu yapıldı.PTD  ÇED Başvuru Dosyası hazırlanmadan Kırklareli Valiliği tarafından ÇED GEREKLİ DEĞİLDİR kararı verilmesi için hazırlanan PROJE TANITIM DOSYASI (PTD)  na  itiraz ettik. İtiraz sonucunda ifademizi almak üzere davet ettiler.Konuyla ilgili atanan muhakkik BİMER üzerinden  (Başbakanlık İletişim Merkezi) yapılan itirazı ve suç duyurusu  konusunda ifademe başvurmak üzere davet etti.Yazılı olarak sunduğum ifademden bir bölüm. Ya-şa-mı sa-vun-ma-ya devam edeceğiz. NOKTA
Çünkü Dereköy Altın Madeni için verilmiş emsal karar ortada iken yine ÇED GEREKLİ DEĞİLDİR kararı almak mümkün değildi.  Yaptığımız itirazlar ve suç duyurularının ardından Kırklareli Valiliği   ÇED GEREKLİDİR kararı vereceğini yazılı olarak bildirdi. ÇED RAPORU hazırlanamadan 15 Temmuz 2016 Darbe girişiminden sonra KOZA  ALTIN MADENİNE kayyum atandı.Geçitağzı-Kula köylerinde Altın madencileri gittiler derken, yine geldi. Kayyum atanan KOZA aynı yerde tekrar altın madeni için geldi.
 ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK  VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANLIĞI WEB SAYFASINDA 19.10.2022 Tarihinde yapılan 2 (iki) duyuruda,-KIRKLARELİ ili MERKEZ, ilçesi KIRKLARELİ İLİ, MERKEZ İLÇESİ, GEÇİTAĞZI KÖYÜ mevkiindeki KOZA ALTIN İŞLETMLERİ A.Ş. tarafından yapılması planlanan S:200702755 RUHSAT NO'LU ALTIN MADENİ projesi ile ilgili olarak KIRKLARELİ Valiliğimize sunulan P.T.D. Dosyası Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği'nin 16. maddesi doğrultusunda incelenmiş ve projeye ilişkin ÇED Süreci başlamıştır. İlgililere ve kamuoyuna duyurulur.
-KIRKLARELİ ili KOFÇAZ, ilçesi KIRKLARELİ İLİ, KOFÇAZ İLÇESİ, KULA KÖYÜ MEVKİİ mevkiindeki KOZA ALTIN İŞLETMELERİ A.Ş. tarafından yapılması planlanan S:86850 RUHSAT NOLU ALTIN- GÜMÜŞ MADENİ projesi ile ilgili olarak KIRKLARELİ Valiliğimize sunulan P.T.D. Dosyası Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği'nin 16. maddesi doğrultusunda incelenmiş ve projeye ilişkin ÇED Süreci başlamıştır. İlgililere ve kamuoyuna duyurulur. Denildi.Yaklaşık 31.000 DEKAR ORMAN ALANINDA ALTIN MADENİ Açılmak isteniyordu.Duyuruların ardından Kırklareli Kent Konseyi, Kırklareli Barosu, Trakya Platformu ve DOKU derneği olarak köylerimizde kahve toplantıları yaparak, bu altın madenciliğinin yaratacağı sonuçları, bilim insanlarının hazırladıkları rapor ve sunumlarla köylülerimize aktardık. Her iki köyde de yaşayan köylülerimizle  birlikte il merkezinden de bir çok kişi, kurum, dernek, sendika, kooperatifler, üretici birlikleri,meslek odaları  ile birlikte emsal kararlar ve bilimsel raporlar eşliğinde itirazlarımızı yaptık. Emsal yargı kararı var, bilimsel raporlar var. Görücü usulü hazırlanan ÇED raporları yöredeki insanı, doğal varlıklarımızı yok sayamaz.DEREKÖY, GEÇİTAĞZI VE KULA Orman köyüdür. Ormanlar yok olurken, orman köylüsü de geçimde ve yaşamda acze düşüyor. Oysa, Anayasanın 170.maddesinin orman köylüsünün kalkındırılmasını esas alan bir düzenleme olduğu, Bu düzenlemeye istinaden 6831 sayılı Kanunundaki maddeler ile orman köylüsüne çeşitli imtiyazlar tanındığı, Anayasal güvence altında olan orman köylüsünün geçim ve yaşam alanlarını yok edecek ihale süreçleri sonlandırılmalıdır.Ormanlar, bitki ve hayvan türleri için kritik yaşam barınma ve üreme alanlarıdır. Ormanlarda yaşayan türler, orman sağlığının korunmasında önemli bir rol oynar.
Ormanlık habitatlarda meydana gelen  değişiklikler, onlara bağlı olan türlerin yok olmasına yol açıyor.  
Ormanın temel fonksiyonları olan oksijen üretimi, su kalitesini artırması, toprağın yüzeysel akışını durdurması, karbon yutak alanı olması, yaban hayatı için yaşam alanı olması vs gibi fonksiyonlarını yerine getiremeyecek olması durumları göz önünde bulundurulduğunda, orman bütünlüğüne zarar verecek projelerde bilim insanlarının uyarılıları dikkate mutlaka alınmalıdır.
Alınmazsa ne olur. İLİÇ’e bakın.İki yıl önce yaptığımız itirazlar Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına iletildi. Biz buradayız. Ne köyümüzü, ne dağımızı ne de bağımızı vahşi madenciliğe vermeyeceğiz. Verirsek ne olacağı ortada. İLİÇ e bakın. Bu şirketler kasalarını, ceplerini  doların yeşili ile doldururken, bizim yeşilimizi yok etmekle kalmıyor. Canlarımızı da alıyor. İLİÇ e bakın.Sadece  bunlarla bitmiyor bu vahşi madencilik MAPEG (Maden Petrol Genel Müdürlüğü) ilimiz sınırlarında yeni ihale duyuruları yapıldı. İhale duyuruları çoğunlukla  IV gurup maden ihalesi.  4. Grup madenler arasında sodyum, potasyum, lityum, iyot, bor tuzları gibi 100'e yakın endüstriyel hammadde; linyit, taşkömürü, uranyum, toryum, radyum gibi enerji hammaddeleri ve altın, gümüş, platin, bakır, demir, krom, titan ve alüminyum gibi metalik madenler yer alıyor.
Orman içinde, Ormanın ve tarım alanları üzerinde ve longoz ormanı su kaynaklarını tehdit ediyor. İhale süreçleri de takip ediyor, yasal süreler içinde bilimsel verilerle itiraz ediyoruz. Bu konuyla ilgili yerelde seçilmiş olanlarıda bilgilendiriyoruz. Tabiki bilgilenmek isteyen siyaseten seçilmişleri. Istrancalarda altın madenciliği yapmak çok ta kolay değil. Flora ve Faunası, biyolojik çeşitliliği, ormanı suyu  ile çok özel bir bölge. Sadece bizim değil AVRUPANIN EN ÖNEMLİ DOĞAL ALANI.   Hatta günümüzden 8500 yıl  önce yerleşik tarımın yapıldığı topraklar üzerinde yaşıyoruz. Geçmişten bize kalan toprakları geleceğe bırakmak zorundayız. 
YALNIZ DEĞİLİZ.Yaşamı savunma mücadelesinde gönüllü destek veren bilim ve hukuk insanımız az değil. Bunun yanı sıra yerelde  duyarlılık gösteren kurum, kuruluş ve bir çok insanımız ve platformlarında katkısı çok büyüktür. Hatırlatalım.Dokuzhöyük Termik Santral, İğneada Nükleer ve Termik santral için binlerce yaşamı savunan  insanımızla birlikte “yaşamı savunacağımızı “ haykırdık. Yaşamı ve yaşam alanlarımız savunacağız, haykırmaya devam edeceğiz.Günümüzde insanın yaşam hakkı tartışmasız en kutsal haktır. Ayrıca uluslararası bildirgelerin ve anlaşmaların güvencesi altındadır. Bölgede yıllardır yürütülen madencilik faaliyetleri  ekosistem üzerinde olumsuz etkilerde bulunmuştur. Örnekler ortada. Yapılanlar ve yaşananlar ortada. 
EKO KIRIM YAŞANIYOR. Seçtiğimiz yetkililerden,  Kimse görmüyor mu.?   Duymuyor mu.? Aslında görüyorlar, görmezlikten geliyorlar. Duyuyorlar. Duymazlıktan geliyorlar.Sular ve topraklar kirleniyor. Daha doğrusu kirletiyorlar.  Bunun sonucunda İnsanlarımız ölüyor. Yarınlarımız yok oluyor.  
Kanun ve yasalarımız çok açık.2872 Sayılı Çevre Kanunu’nun  “İlkeler” başlıklı 3ncü maddesi  “a” fıkrasında  ; 
“ Madde 3 – Çevre korunmasına, iyileştirilmesine ve çevre kirliliğinin önlenmesine ilişkin genel ilkeler şunlardır: Başta İdare, meslek odaları, birlikler ve sivil toplum kuruluşları olmak üzere herkes, çevrenin korunması ve kirliğinin önlenmesi ile görevli olup,  bu konuda alınacak tedbirlere ve belirlenen esaslara uymakla yükümlüdürler. ” ve yine “Bilgi Edinme ve Başvuru Hakkı” başlıklı 30uncu maddesinde de; 
“ Madde 30- (Değişik madde ve başlığı: 5491 - 26.4.2006 / m.21) Çevreyi kirleten veya bozan bir faaliyetten zarar gören veya haberdar olan herkes ilgili mercilere başvurarak faaliyetle ilgili gerekli önlemlerin alınmasını veya faaliyetin durdurulmasını isteyebilir. Denilmektedir.
Kanunlar ortada iken nasıl oluyor da oluyor. Yargının iptal ettiği projeler tekrar tekrar neden geliyor.?
Bu kanunlar ortadayken  2009/7 ve 2014/1 Genelge ile kanunlar arkadan dolaşılıp, tekrar tekrar geliyor, vahşi madenciliğin önü açılıyor. RİSK değerlendirmesi yapılmıyor İLİÇ’e bakın
Aslında; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8.maddesinin ihlal edilmiş sayılması için insan sağlığına gerçek bir zararın verilmiş olmasının şart olmadığını belirtmiştir. Çevre hukuku ve ÇED’in temel mantığı da bu yöndedir.  İşleminin hukuka aykırı olduğunun kabul edilmesi için, insan sağlığının ve doğanın zarar görmesi beklenmemelidir. RİSK OLMASI YETERLİDİR
Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak sorumluluğu ve tarihe not düşmek adına yaşamı savunmaya devam edeceğiz.  

Yorumlar

  • yorum avatar
    Rafet Seçkin
    16-02-2024 19:26

    Sistem, YORUM yazmaya izin vermiyor. SIZLERİ KUTLUYORUM.

  • yorum avatar
    Osman CANDEĞER
    16-02-2024 18:07

    Kutluyorum ve de sonuna kadar destekliyorum.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum