Kırklareli
05 Mayıs, 2024, Pazar
  • DOLAR
    30.71
  • EURO
    32.91
  • ALTIN
    1967.5
  • BIST
    8994
  • BTC
    49397.326$

ALTILI MASADAKİLER, AKP ‘NİN SEÇİM VE BAŞÖRTÜ-TÜRBAN TUZAĞINA DÜŞECEKLER Mİ?

20 Ocak 2023, Cuma 14:16

AKP, Cumhuriyet rejimini, aşama aşama tasfiye ederek,dinci kadrolarla, devleti akp başkanının şahsına bağlayıp, şahıs devleti rejimini kurdu. . Ceberrut, rejimleri sayesinde, devletin, bütün kaynak, kurum ve imkanlarını, sadece kendileri için kullanarak, seçime gidiyorlar. İktidarda kalmaları için, her türlü ahlaki, hukuki,vicdani ve insani değerleri ayaklar altına alacaklar . Çünkü, akp, normal bir siyasi partı değil, Laiklik ve cumhuriyet karşıtı, odakların merkezi olan şeriatçı bir örgüttür. Bu nedenle, önümüzdeki seçim, doğrudan doğruya, akp nin temsil ettiği dinci, tek adama dayalı istibdat rejimi ile, Laik Demokratik, sosyal ve hukuk devletini yeniden kazanmak ve kurmak seçimi olacaktır. İktidar, ülkenin ekonomik,sosyal ve demokratik bütün dengelerini bozduğu için, normal koşullarda yapılacak bir seçimi kazanamayacağını , biliyor. Bu nedenle, bir yandan, yıllardır ihmal ettiği, başta emekliler, çalışan asgari ücretliler, kamu çalışanları olmak üzere açlık ve yoksulluğa mahkum ettiği kesimlere bol keseden seçim rüşveti olarak para dağıtarak, onları kandırıp oylarını almayı hesaplarlarken, diğer yandan da, bütün muhalif kesimlere her türlü hukuksuzluğu, baskıyı, tertip ve cinayetleri, kimlikler üzerinden ayrıştırma ve kışkırtmayı yapacak,ortamı gerecek, terörize edecek. Geniş kesimlerce iktidar seçeneği olarak görülen Altılı Masa bileşenlerine gelince : Altılı masa aylardır toplanarak, akp nin bozduğu devlet organlarının- kurumlarının yeniden yapılandırılması, bağımsızlıklarının sağlanması, yıkımın önlenmesi, Güçlendirilmiş Parlamenter Rejimin yol haritasının ve ilkelerinin belirlenmesi vb konuları çalışıyorlar. Bunlar mutlak gerekli ama, öyle görünüyor ki , süreç uzuyor, masadakiler teorik tartışmaların içinde etkisizleşiyorlar. Bu teorik, akademik tartışmalar, geniş halk yığınlarının talebi değil. Halk, teorik tartışma değil, pratik hayatında ne kazanacak, cebine ne girecek, ne çıkacak gibi,somut öneri ve çözüm bekliyor Bunu göremeyince, umutsuzluğa düşüyor öfkeleniyor. Ayrıca, toplumsal kesimler genellikle, ilkelerden prensiplerden çok, lider peşinden gidiyor. Aylardır aday tespit edilmedi.Acemice medya üzerinden boş tartışmalar laf göndermeler, kadro paylaşımları,.herkesin imza yetkisi olacak gibi komiklikler, alay konusu oluyor. Masadakiler, her kafadan bir ses çıkaracaklarına, artık ciddi olsunlar, tamamsa da, bitecekse de karar vermeliler. Ortak adaylarını artık açıklasınlar.Yoksa seçimden sonra mı açıklayacaklar . Ciddiyet ve kararlılık gösterme zamanı artık. İktidar, altılı masa bileşenlerini, yumuşak karınlarından yakalayıp bozmak için, her fitneliği yapacak.Şimdi iki konu var. Birincisi başörtü-türbanı anayasaya koymak, ikincisi ise, AKP başkanının, anayasaya göre engellenmiş olan, yeniden aday yapılması için muhalefeti erken seçimde kendine yedeklemek. Her ikisi de bilinçli olarak hazırlanmış tuzaktır. AKP’nin, inanç özgürlüğü temelinde, başörtü sorununu çözmek gibi bir derdi yok. Zaten sorun da yok. Masada çatlak yaratmak, bu olayı referanduma götürüp, seçimde gündemi değiştirmek, ekonomik kriz ve yoksulluğu tartışmak yerine, din -iman sömürüsü yapmak istiyor. Anayasadaki laiklik yapısını yok edip, şeriat rejiminin alt yapısını kurmak istiyor. Unutmamak gerekir ki, toplumun-milletin bütünlüğü ancak laiklikle sağlanır. İktidar, başörtü-türbanı, kendi zulmünün bir aracı yapmak ve kullanmak istiyor. Oyuna gelmemek, tuzağa düşmemek gerekiyor. Muhalefet oy verir ve 400 sayısı olursa, referanduma gitmeyiz, lafları tuzağa düşürmeye yöneliktir. İktidarın hangi sözü doğru ki, buna da, inanalım. 360 oy ve üzeri her durumda, referanduma götürüp sahada kullanacaktır. Çünkü, gündemi ve gerçekleri gizlemek için, din sömürüsünden başka bir silahı kalmadı. Allah’ı bile kullanmaktan çekinmeyen gözü dönmüşlük var. Masa bileşenleri eğer, ’topluma anlatamayız, muhafazakar kesim oy vermez,din düşmanı derler’ endişesiyle, boyun eğerlerse, tam da, iktidarın tuzağına düşerler. İktidar iddiasındaki bu bileşenler, bu konuda, halkı ikna etme iradesinden yoksunlarsa, zaten en başından, yönetme ve iktidar olma iradelerini yitirmişler demektir. Oysa, iktidar mücadelesi irade gerektirir. İkinci konu, İktidar ve ortağı, muhalefete seçim kararı aldırarak, akp başkanına, anayasanın yasakladığı, aday olma yolunu açtırmak istiyorlar. Meclis çoğunlukları yetmiyor, kendileri seçime götürürlerse de, aday olamıyor. Muhalefeti yedeklemek istiyorlar. Görüldüğü kadarıyla, Altılı Masa, ‘ Erdoğan mağduriyet yaratmasın nasıl olsa biz seçimde yeneriz’ gibi akıl-mantık dışı zırva bir anlayışla, bu usulsüzlüğe pek karşı çıkmak istemiyorlar. Tarihsel bir hata yaparlar ve anayasal suç işlerler. Memleketi, felaketin eşine getiren akp başkanı, hangi hakla mağdurum diyecek. Anayasanın çiğnenmesine göz yumulursa, iktidara, ‘anayasaya uyun’ deme hakkınız kalır mı?Tam tersine bütün ittifaklar,toplumsal muhalefeti örgütleyerek, YSK’ nın yanlış karar vermesini engelleme mücadelesi başlatmalıdırlar.Yoksa sorumluluk altında kalırlar Demokratik cumhuriyetin yeniden kazanılmasında ,hukuk, demokratik hak ve özgürlükler mücadelesinde kimlerin nasıl davrandıklarını göreceğiz.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum