AKP’NİN YENİ EKONOMİK MODELİ!  

Siyasal İslamcı AKP’nin iktidara geldiği  2002 yılında ve sonrasında dünyada  borç bulmak kolaydı. Yaklaşık 20 yıldır, Siyasal İslamcılar buldukları borçları ve Laik Cumhuriyet’in birikimlerini  özelleştirerek elde edilen kaynakları inşaata harcadılar. Hasta garantili hastaneler, yolcu garantili havaalanları ve araç garantili köprüler yaptılar. (Garantiler dolar  üzerinden.) Adeta kapitalistleri maaşa bağladılar. Aslında bu kapitalizmin ruhuna da  aykırıydı! Tabi bunları yaparlarken kendilerinin de  içinde yer aldıkları yeni bir zengin zümre yaratmaktan kaçınmadılar.Ahbap-Çavuş kapitalizmi. 1923 Aydınlanma Devrimi’nin kazanımlarını tasfiye ettiler. Ortaöğretim imam-hatipleştirilirken, Yükseköğretim de  medreseleştirildi. Bütün bunların sonucu  bilimsel ve laik eğitimden uzaklaşıldı. İnanç merkezli bilgi anlayışıyla tüm sorunları çözeceklerdi.Bilim, teknoloji ve patent üretemeyen bir yapı ortaya çıktı. İhraç edilen  ürünlerin sadece %2.5’u katma değeri yüksek ürünlerden oluşmaktadır.Türkiye’nin ürettiğinden daha fazla tüketen bir ülke olması AKP  iktidarında daha da derinleşti. Ülke üretimden  koptu ve üretmeden tüketen bir ülke konumuna sürüklendi. Dünyada para (borç)  bulmanın zorlaştığı koşullarda ve özelleştirecek bir şey de kalmayınca kriz kaçınılmaz oldu! AKP Cumhuriyet tarihin en büyük krizinden çıkışı “Kur Korumalı Mevduat Hesabı” uygulamasını yaşama geçirmekte   buldu. Bu örtülü bir faiz artırımı demekti. Bunu yapabilmek için hazinede para olması gerekir. Bu para olmadığına göre, geriye iki yol kalıyor, ya yeni vergiler (zamlar )ya da hiper enflasyona yol açacak olan merkez bankasının para basması  kalıyor. Bu uygulamanın sonucu dünyanın en kötü gelir dağılımına sahip Türkiye’de gelir dağılımı daha da kötüleşecek ve emekçi  sınıflar daha çok ezilecek. Dövize endeksli mevduat uygulaması 1970 'li yıllarda uygulandı ve ülke 70 sente muhtaç hale geldi. Sonrası ise 12 Eylül Askeri darbesi ve 24 Ocak kararları oldu. 24 ocak kararların mimarı Özal bile bu uygulamanın ülkeye yıkım getirdiğini açıklamış ve umarım bundan ders alınır demişti! Siyasal İslamcı AKP bu modelle ekonomide  sahte bir bahar havası yaratarak seçimleri kazanmak istiyor. Ondan sonra ise tufan. AKP’in seçimlerini kazanması durumda ise İslamo-Faşizm kaçınılmaz! Türkiye’nin en önemli sorunu  katma değeri yüksek ürünlerden oluşan üretim. Bunun için özelleştirilen kamu varlıklarının, geri alınması, yüksek oranlı servet vergisi, planlı ekonomi, merkezinde devletin olduğu sanayileşme ve kalkınma politikası.Yani 24 kararlarıyla başlayan Neoliberal politikaları red etmek gerekir. Bunun  için de emekten yana bir iktidara gereksinim var. Orta Çağda  kalmış kalmış Siyasal İslamcıların bırakın  21 yüzyıldaki Türkiye’nin sorunları çözmeleri  bir yana, var olan sorunlara yeni sorunlar ekledikleri ve aslında yaşanan sorunların  en büyük nedeni oldukları tartışma götürmez bir  gerçek ortaya çıkmıştır. 

Türkiye;  Cumhuriyet tarihin en büyük krizinden ancak,,  Siyasal İslamcı AKP iktidarın sona ermesiyle kurtulabilir.