AKP’NİN  OY ORANI NEDEN % 25 BANDININ ALTINA İNMİYOR.

       2002 yılından bu yana  iktidar da olan Siyasal İslamcı AKP, Türkiye’ye 100 yıllık Cumhuriyet tarihinin en büyük Siyasal Ekonomik  ve Ekolojik krizini yaşatıyor. Yaşanan bu büyük krize rağmen yapılan kamuoyu yoklamalarında Siyasal İslamcı AKP’nin  oyu % 25’in altına düşmüyor. Bu ülkede her zaman laikliğe, sekülerleşmeye, cumhuriyete ,modernleşmeye karşı olan ve teokrasi yanlısı  % 10’a yakın bir kesim, her zaman var oldu. Bu kesimin bir kısmı  1970’li yıllarda Anadolu’da tefecilik diğer  kısmı ise yabancı şirketlerin bayisi ya da acenteliğini yapıyorlardı.  Özal’la beraber bu kesimler 1980’li yıllarda KOBİ’lere ya da Anadolu kaplanlarına dönüştüler. 20 yıllık AKP iktidarı döneminde ise altın çağını yaşadılar ve yaşıyorlar. MÜSİAD ( müslüman burjuvazi) bu kesimlerin temsilcisi.  Suriye’li   emekçileri asgari ücretin yarısı kadar ücretle, kayıt dışı çalıştıran  bu kesimler.   Cumhuriyet tarihi boyunca eğitim yolu ile  sınıf değiştirmenin yolu gelmiş geçmiş tüm iktidarlar tarafından açık tutuldu. Yine Cumhuriyet tarihi boyunca bürokraside liyakat esastı. Siyasal İslamcı AKP, eğitim yolu ile  sınıf değiştirmenin yolunu kapadığı gibi, bürokraside ve üniversiteler de liyakatı da yok etti. Onun yerine sadakatı koydu. Bir taraftan hiç bir becerisi olmayan kesimlere sınıf atlattı,diğer taraftan bürokraside ve üniversitelerde ulufe dağıtır gibi ünvan- makamlar  dağıttı. Buralara atanalar bu makam ve ünvanları rüyalarında görseler inanamazlardı. AKP bütün bu tasarrufları dini referans alarak yaptı ve demokrasinin ön koşulu olan laikliği de yok etti.  Bu kesimler  iktidar değişiliğinin sözde  hak edilmiş kazanımların yok olması anlamına geldiğini çok iyi biliyorlar.  Onlar  için önemli olan ülke değil, kendi çıkarlarıdır. Diğer tarafdan Siyasal İslamcı AKP‘nin  20’lık iktidarı boyunca  sayılarını arttırdığı ve başarıyla yönettiği yoksullar hesaba katıldığında  
%25‘lik oy oranına ulaşmak mümkün oluyor. AKP bu kesimlerdeki çözülmeyi önlemek için 20 boyunca inşa ettiği  yazılı-görsel medya   ve maaşa bağladığı trolleriyle, kutuplaşma siyasetini başarı ile sürdürüyor.       Ezcümle;%25 bloku çözmenin  yolu muhalefetin toplumdaki kutuplaşmayı kırması ve aşması gerekiyor. Bunun yolu ise laikliği, özleştirmeleri red eden ekolojik, kamucu bir ekonomiyi ve demokratikleşmeyi savunan bir programla ivedi olarak seçmenin  karşısına çıkmasından geçmektedir!