AKP’NİN, ENFLASYON DÜŞÜYOR, ŞAHLANIYORUZ MASALI
04 Aralık 2025, Perşembe 15:11
AKP saray iktidarı tarafından, Türkiye’de İnsanlarını Kandırma Kurulu olarak görevlendirilen TÜİK, yine gerçek rakamları gizleyip, rakamlara yalan söyleterek, Kasım enflasyonunu açıkladı. TÜİK’e göre Kasım da enflasyon aylık yüzde 0,87, yıllık yüzde 31,07 artmış. Yıllardır toplum olarak yazıyoruz söylüyoruz. Ey emir kulu TÜİK, açıkladığınız rakamlar, uzak galaksilerden değil de, Türkiye ile ilgiliyse, zerre kadar dürüstlüğünüz varsa, nerelerden aldığınızı açıklayın. Bu kadar utanmazlık olmaz. Çarşı pazar fiyatları el yakarken, fiyatlar önceki aylara göre azalmak yerine, vicdansızca artarken, nasıl birden bire, bu kadar düşmüş oluyor. Eğer bir zeka sorunu yoksa, açıkça, gerçeklerin yerine, yalan bilgiler servis ediyorsunuz demektir.
Uluslararası emperyalist sermayenin ve yerli işbirlikçi çetelerinin çıkarlarını koruma projesi olarak kurulup, iktidar yapılan, Anayasa mahkemesince ‘Laiklik karşıtı hareketlerin odak noktası olduğuna‘ karar verilen, dinci AKP iktidarı,23 yıldır, başta emekliler olmak üzere, toplumu, ekonomik krizlerin, hayat pahalılıklarının, enflasyon canavarının girdabına mahkum ederken, ülke ve halkın kaynaklarını, , kendilerine ve yandaşlarına, yerli yabancı sermaye çetelerine akıtmaya devam ediyor. Yani halktan alıp, iç ve para babalarına kaynak aktarıyor.
Bilindiği gibi emeklilerin ve kamu çalışanlarının, maaşları, iktidarın emir eri, TÜİK tarafından açıklanan enflasyon rakamlarına göre belirleniyor. Saray iktidarı, gerçekleşen enflasyona göre değil, hedeflenen enflasyona göre, TÜİK’e rakamlar açıklatıyor. Şimdiye kadar, hedeflerinin hiçbiri gerçekleşmedi, hayali kaldı. Bu nedenle, iktidarın hedefine uygun açıklanan enflasyon rakamları, hayatla, çarşı pazarla ilgisi olmayan, emeklilere, çalışanlara enflasyon altında zam vermek için uydurulan yalan rakamlarıdır. TÜİK rakamları, gerçek enflasyonun üçte biri bile değil. İktidarın, emekli ve emekçi düşmanı zihniyeti nedeniyle, emekliler ve çalışanlar, yıllardır enflasyon ve hayat pahalılığı altında ezilirken, zenginlere, kendilerine, yandaş çetelere kaynak aktarımı devam ediyor. Sonra da, pişkin pişkin emeklileri ve çalışanları enflasyona ezdirmedik diyebiliyorlar. Oysa, emekliler, enflasyon ve hayat pahalılığı altında, sizin zenginden yana talan politikalarınız yüzünden, açlık ve sefalet altında eziliyorlar. Yıllardır aynı rezillik devam ediyor.
İktidarın, emekli ve çalışan düşmanlığını maskelemek için uydurduğu gerekçelerden biri, kaynak yokluğu yalanıdır. Aslında, ülkede kaynak da var, para da var. Ama, iktidarın, kaynak dağıtımındaki adaletsiz ve art niyetli dağıtımı sorunu var. Garantili projelere, sarayın ölçüsüz, görgüsüz harcamalarına, savaş ekonomisine, kur koruma mevduatlarına, faiz ödemelerine, sermaye çetelerine ödemelerine kaynak var, ama emekliye, emekçiye yok öyle mi.? Bu masalları bırakın. Bu iktidar, 23 yılda, 3.2 trilyon dolar vergi topladı. 69 milyar dolar da, Cumhuriyetin kurumlarını sattı. Bu miktar, geçen 79 yılda toplanan vergilerin tam 6 katı. Buna rağmen, Türkiye’nin borcunu, tam beş kat artırdılar. Nereye gitti bu kaynaklar, toplanan yardımlar, emeklilerin yıllarca kesintileri nerede?. Hesap verebiliyor musunuz? Emekliler artık bu yalanları yutmuyor. Emekliyi, bütçenin sırtında yük olarak gören bu emekli düşmanı zihniyeti, emeklilerin, ilk seçimde YOK sayacaklarını göreceksiniz.
Milyonlarca emekli ve çalışan emekçiler, asgari ücretliler, işsizler, esnaflar , tarım ve hayvancılık alanında çabaladığı halde, geçinemeyen, siftah etmeyen esnaflar yurttaşlar, yıllardır perişanlık içindesiniz. Bütçeden hakkınızı alamıyorsunuz. İçinizden kızıyorsunuz. İnsanca yaşamak bizim de hakkınız diyorsunuz. Ama durum değişmiyor değil mi? Neden? Çünkü, milyonlarca yurttaşsınız, ama örgütsüzsünüz, dağınıksınız ve haklarınızı aramak yerine seyrediliyorsunuz. Böyle olunca, iktidar yandaşları ve örgütlü zengin zümre, kaynakları kullanıyor, talan ediyor. Öyleyse, insanca yaşamak, haklarınızı almak ve yalana talana dur demek için, kendi alanlarınızda kurulmuş derneklere, sendikalara, meslek örgütlerine, alanlarda demokrasi ve hak mücadelesi veren kesimlere katılıp, bu mücadelede yer almak gerekiyor. Uzaktan gazel okumakla durum düzelmiyor. Yıllarca çalışıp, hala açlıkla ve yoklukla boğuşmak kader değildir. Korku iklimini aşmak gerekiyor. Konuştuğumuz için değil, konuşmayıp, hakkımızı aramadığımız için bu noktaya geldik. Milyonlar, açlık ve yoksulluk içindeyken, bir avuç soyguncu, ülkenin kaynaklarını, vergilerimizi, geleceğimizi çalıp yiyor. 2026 bütçesinde, 18.9 trilyon gider, 16.2 trilyon gelir konmuş. Daha baştan, en az 2.7 trilyon açık var. Nasıl kapatılacak?. Halkın üstüne yeni vergiler, yeni zamlar ve cezalar yükleyecekler. Yoksul daha yoksul, zengin daha zengin olacak. Adaletsizlik ve yoksulluk daha da artacak.
İnsan, haklarıyla insandır. Kaybettiğimiz her hak, insanlığımızdan bir şeyler götürür. Öyleyse, hakkımızı korumalıyız, çünkü, kaybettiğimiz hakkımızla birlikte, onurumuzu da kaybederiz. Yoksulluk ve açlık içinde yaşamaya mecbur muyuz?. Artık buna karar vermeliyiz.

Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum