Kırklareli
29 Nisan, 2024, Pazartesi
  • DOLAR
    30.71
  • EURO
    32.91
  • ALTIN
    1967.5
  • BIST
    8994
  • BTC
    49397.326$

GÖÇ: ÜRETİCİLERİMİZE DESTEK OLMAK İÇİN ADAYIM

GÖÇ: ÜRETİCİLERİMİZE DESTEK OLMAK İÇİN ADAYIM
haber detay

Köyler ve üreticiler için tanıdık bir yüz olan Necdet GÖÇ 2024 yılı mahalli seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisinden Kırklareli Merkez İl Genel Meclisi aday adayı.

Adayımızı tanımak ve neden aday olduğunu bizi ve kamuoyunu bilgilendirmek için yaptığımız röportajı sizinle paylaşıyoruz.

M.H. Sayın Necdet GÖÇ özellikle köylerimize ve üreticilerimize yaptığınız çalışmaları yakından takip ediyoruz. Bu anlamda köylerde takdir edilen bir kişi olarak ve kamuoyunun da sizleri yakından tanıması adına bize kendinizi tanıtırmısınız

N.G.Teşekkürler, öncelikle bana bu imkanı verdiğiniz için sizlere teşekkür ediyorum

Ben Necdet GÖÇ, 1964 doğumlu Kırklareli Kofçaz İlçesi nüfusuna kayıtlıyım. Evli ve iki çocuk babasıyım. 1989 yılından beri Kırklareli Merkez Cumhuriyet mahallesinde ikamet ediyorum.

M.H. Sayın GÖÇ eğitim ve çalışma hayatınızdan bahseder misiniz

N.G. İlk ve orta İstanbul’da tamamladım. Ardından hayatıma çok önemli katkı sağlayan, öğrencisi olmaktan onur duyduğum Ülkemiz tarımsal eğitiminin temel taşlarından olan bu alanda eğitimin ilk başladığı parasız yatılı olarak kazandığım Halkalı Ziraat Meslek Lisesinden 1981 yılında mezun oldum. O zamanlar Trakya Üniversitesine bağlı olarak faaliyet gösteren Kırklareli Meslek Yüksek Okulu Süt ve Süt Ürünlerinden 1992 yılında mezun oldum.

Parasız yatılı okuduğumuz için mecburi hizmet nedeniyle 20 Ocak 1982 tarihinde Tunceli Teknik Ziraat Müdürlüğünde Ziraat Teknisyeni olarak göreve başladım. Buradaki görevimin ardından kendi isteğim ile geldiğim yaşamımı ve geleceğimi planladığım İlimde 06.08.1984-24.12.1985 tarihleri arasında Demirköy İlçemizde, 24.12.1985-27.06.1989 tarihleri arasında Kofçaz İlçemizde Ziraat Teknisyeni olarak görev yaptım. 27.06.1989 tarihinde İl Merkezine atandım.

Çalışırken okuduğum Trakya Üniversitesi Kırklareli MYO’ndan 1992 yılında mezun oldum. 2005 yılında Unvan Değişikliği sınavını kazanarak Tekniker unvanı ile çalışmaya başladım. Atandığım 27.06.1989 tarihinden emekli olduğum 18.08.2023 tarihine kadar İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün çeşitli birimlerinde görev yaptım. Görevim süresince kendimi geliştirmek adına mesleğim ile ilgili değişik konularda birçok (25 adet) hizmet içi eğitime katıldım. Katıldığım “Tarımsal Yayım Prensipleri” ve “Kurumsal İletişim, Nitelikli Yönetim, Etkin ve Sonuç Odaklı Çalışan Eğitimi” kişisel ve mesleki gelişimime çok önemli katkı yapmış olup meslek yaşamımı başarılı sürdürmemde en önemli faktörlerin başında yer almıştır. Yine kişisel ve mesleki gelişimime çok önemli katkı sağlayan, katıldığım eğitim sonucunda girdiğim sınavda başarılı olarak kazandığım “Tarım Yayımcısı Sertifikası” sahibiyim.

M.H. Sayın Göç izninizle araya girmek istiyorum. Anladığım kadarıyla çalışma yaşamınızda mesleki ve kişisel gelişiminiz ile ilgili önemli eğitimler aldığınızı gördük. Peki bu eğitimler çalışma yaşamınıza nasıl etki etti.

N.G. Aldığım eğitimler sayesinde elde ettiğim birikimi kendimde saklamayıp çiftçilerimiz ile paylaşarak üreticiler ve kırsal yaşamın gelişimine katkı sunmaya çalıştım. Bu anlamda özellikle köylerimizde düzenlediğimiz kurslar ile başta genç ve kadınlar olmak üzere tüm üreticilerimiz bu alanda üretime yönelik istihdamlarında önemli kazanımlar elde etmişlerdir. 2019-2023 tarihleri arasında katkıda bulunduğum 11 kursun 7 si köylerimizde kadın üreticilerimize yönelik olup bu kurslar neticesinde üretim ve istihdama yönelik önemli projeler hayata geçirilmiştir. Yine tarımsal üretimde işçi olarak çalışan emekçilerimizin bilgi ve görgülerini arttıran eğitimler ile nitelikli eleman olarak istihdamlarına katkı sunulmuştur.

Hazırlığını ve yürütücülüğünü yaptığım birçok proje ile gerek üretici bazında gerekse köy bazında önemli katkılar yapmıştır. Kızılcıkdere Köyümüzde hayata geçirilen, “Kırklareli Bağcılığı Kadın Eliyle Çağ Atlıyor” projesidir. Proje yaklaşık 115 dekar alanda 14 kadın üreticiye %75 hibe olarak ve anahtar teslimi şeklinde uygulanmıştır. Kadınlarımızın özenle yetiştirdiği bağlar önümüzdeki yıllardan itibaren Bağ Şehri olarak anılan ilimizin tarihine yakışır bir şekilde yerini alacaktır. Yine bu projenin çok önemli bir çıktısı olan “Bağbozumu Şenlikleri” Kızılcıkdere köyümüzde üçüncüsü başarıyla gerçekleştirilmiştir. Yine Armağan köyümüz çilek üretiminin yanında diğer tarımsal ürünleri değer kazanmış, aynı zamanda köylerimiz dışarıdan yoğun ilgi ile ziyaretçi almış dolayısıyla sosyal yaşamlarına da önemli katkı sağlamıştır.

M.H. Bunun dışında sosyal sorumluluk alanında yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz

N.G. Çalışma yaşamımın yanında birçok sivil toplum kuruluşunda üye ve yönetici olarak görev aldım. Çalıştığım işkolunda sendikal örgütlenme sürecinde kurucu ve yönetici olarak görev yaptım. Üyesi olmaktan onur duyduğum Türkiye Ziraatçılar Derneğinin uzun yıllar İl Temsilciliğini yaptım. 2021 yılı Ekim ayından bu yana Genel Merkez Danışma Kurulu Üyesi olarak görev yapmaktayım. 2014-2019 yılları arasında Kırklareli Kent Konseyinde Yürütme Kurulu Üyesi olarak görev yaptım. Kırklareli Ortak Akıl Derneği Yönetim Kurulu Üyesiyim.

İlimize çok değer katacağına inandığım Yayla Bolluk Bereket Hasat ve Bağbozumu Şenliklerine katkı koymak ve bu alanda İlimizin adına duyurmak için Kırklareli Kent Konseyinde görev aldım. Bu etkinliğin ileriki yıllarda İlimizin tanıtımına daha büyük katkılar koyacağına inanıyorum.

M.H. 41 yılı aşkın bir çalışma yaşamınızdan bahsettiniz. Bu süreyi de göz önüne alırsak İlimiz kırsal yaşamı ile ilgili düşünceleriniz ve değerlendirmeniz hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz.

N.G. Yaşadığım şehirde 34 yılı aşkın çalışma hayatımda köylerimizin, üreticilerimizin, gençlerimizin bu süreçte neler yaşadıklarına ve sonuçlarına şahit oldum. Neredeyse genç nüfusun kalmadığı köylerimiz günümüzün acı ama gerçeğidir. Bu sonuç için elbette hepimizin söyleyecekleri vardır. Hepimiz konuyu kendi penceremizden değerlendirebiliriz. Ancak üzerine çok konuşulan özellikle gençlerin kırsal alanı terk etmeleri konusu da genelde tek taraflı değerlendirilmektedir. Özellikle 1980 sonrası politikaların kırsal göçün ana nedeni olduğu saptaması yapılır. Göreceli doğrudur da. Ancak sadece buraya takılmak doğru değildir. Yaş itibarı ile 1970 li yılları hatırlayan çok iyi bilirler. Üreticiler ürettikleri ürünlerden çok iyi gelir elde etmelerine rağmen hızı değişkenlik gösterse de kırsaldan kente göç olgusu o yıllarda da yaşanıyordu. İşte bu nedenledir ki kırsal sorunları tartışırken en az ekonomi kadar bir kırsal sosyoloji gerçeği ile karşı karşıyayız. Bu sosyolojiyi iyi analiz edemezsek soruna yabancılaşmayı tetikleyecektir. Örneğin köy okullarının kapanması özellikle genç nüfusun bu bahane ile kırsaldan uzaklaştığı söylenebilir. Ancak yaşanan sorun böyle bir nedene bağlanır ve başka alanlara genişletilemezse gerçekten ve çözümden de uzaklaşırız. Bildiğimiz gibi çok az da olsa halen okulu olan köylerimiz var. Bu köylerimizdeki gençlerimizin çoğu tarım ve hayvancılıktan vazgeçmediği halde çocuklarını şehirde okutmayı tercih etmektedirler. Bu ve buna benzer sorunları tespit edip üzerinde tartışmalar yapabiliriz. Ancak sağlıklı bir yapıya kavuşmak istiyorsak gerçekçi ve akılcı yaklaşımlar ile sorunu çözebiliriz. Bu sorunu çözmede üzerine sürekli fikir ürettiğimiz üreticileri katamadığımızda ise havanda su dövmenin ötesine geçemeyiz. Bu konuda hiç birimizin elinde sihirli bir değnek yok. Arazilerin el değiştirmesi ve rant tarımın en büyük sorunudur. Ancak çeşitli sebepler vesile olsa da burada kalmak istemeyenleri de zorlayamayız. Ancak bu yolda sağlıklı girişimler bizlere umut olabilir.

M.H. Bu düşüncenizden; Özellikle kırsaldan kente göçün ekonomik ve sosyal nedenleri olsa da sorunun sosyolojik anlamda ele alınmasının daha doğru olacağı, bu alandaki yaşamı ve üretimi daha diri tutabilmek için geneli değil de bu alanda kalmak isteyenleri kapsayan politikaların öncelikli olarak hayata geçirilmesinin gerektiği sonucu çıkardık, doğru mudur.

N.G. Doğrudur. Sağlıklı sonuç alabilmek için insan odaklı çalışmak gerekir. Dolayısıyla aynı amacı olanların bir araya gelmesi çözüm için önemlidir. Köyde yaşamak amacı olmayanlara sunacağınız olanakların hiçbir hükmü yoktur.

M.H.  Sayın Göç, o zaman olayı somutlaştıralım, ne dersiniz.

N.G. Tabi buyurun

M.H. Sorunları konuşmakla birlikte çözümü de ortaya koymalıyız. Ancak burada şunu unutmamak gerekir, insan odaklı ve tarafların içerisinde olan öneriler daha gerçekçi olmaktadır. Somut adımlara atabilme adına kendi alanım ile ilgili bir şeyler söyleyebilirim. Ülkemiz tarımı ve köyleri merkezi politikanın belirlediği paket programlar ile yönetilemediği çok açıktır. Çok iddialı programlar yaptırabilirsiniz, ancak tabandaki isabet oranı kadar başarılı olursunuz. Örneklemek gerekirse, İlimiz Merkezinde 41 köy ve 3 Beldeden oluşan kırsal alanlarımız vardır. Ülke ölçeğinde köylerimiz arasında ulaşılabilirlik en iyi illerden biridir. Ancak şöyle birbirine bağlantılı 5 köy varsayalım. Bu köylerimizi analiz ettiğimizde, etnik köken, inanç ve yaşam biçimi, üretim modelleri, doğal varlıkları vb. unsurların çok farklı olduğunu görürüz. Bu farklılıkları göz ardı eden en iddialı programların bile başarılı olması mümkün değildir. Bir köy için sağlanan kaynağın başka bir köy için hiçbir şey ifade etmediğini görürüz. Tabi ülkemizde popülizm en önemli argüman olarak yerini korumaktadır. Özellikle siyasiler ya da bürokratlar şu kadar üreticiye şu kalemde şu kadar toplamda şu kadar destek ödedik diyerek algı yaratmaya çalışırlar. Oysa gerçek öyle değildir. Çok iyi analiz edilmediğinde kaynak israfı olduğu açıktır. Maalesef tartışmalar da miktarlar üzerinden yapıldığından sorun da çözümsüz kalıyor. Oysa çözüm çok kolay. Sorunun asli unsurlarını dikkate alırsanız çözüm üretebilirsiniz. Burada en önemli unsur kaynakların en azından bir kısmının yerel unsurların kullanımına açılmalıdır. Her zaman dediğim gibi asli unsur üreticilerini yok saydığımızda çok ta yapılabilecek bir şey olmadığını görürüz.

M.H. Sayın Göç, söyleşimizin sonuna yaklaşırken neden bu göreve talip olduğunuzu, neler yapabileceğinizi kısaca somut örnekler ile açıklayabilir misiniz.

 N.G. İl Genel Meclis üyeliğine neden talibim. Öncelikle bu alandaki 41 yıllık deneyimimi soğutmadan kullanmak istediğimi belirtmek istiyorum. Kırsal alan, tarımsal yatırım ve desteklemeler ile ilgili konulara hakim olmam, süreci takip edebilmem benim en büyük avantajım olduğunu düşünüyorum. Kırklareli ili tarım ve hayvancılık alanında çok önemli bir güce sahiptir. Ülke tarımına katkı oranı çok yüksek bir il olmasına rağmen kapasitesi ve bu gücünün olması gereken yerde olmadığını düşünüyorum. Bakın an itibarı ile beyaz peynir, hardaliye, meşe balı ve kıvırcık kuzusu olmak üzere dört adet coğrafi işaret almış ürünümüz var. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Coğrafi işaret almak elbette önemli ancak bu özelliği başta üretici lehine katma değerini arttıracak çalışmalar ile desteklenemez se coğrafi işaret almanın bir anlamı kalmıyor. Dolayısıyla konunun en önemli ayağını basit bir açıklama ile pazarlama olduğunu düşünüyorum. Kısaca yerel üreticilerimizin ürünlerinin değer kazandığı pazarlar oluşturulmalıdır. Bu ürünlerimizin kırsal turizmin en önemli lojistiğini oluşturduğunu dolayısıyla önemli bir potansiyelimiz olduğunu görebiliriz. İlimiz açısından önemli bir ekonomik değer yaratacak projeler ekonomik gelişmenin yanında adil bir gelir dağılımına da hizmet edecektir.

Ben ne görmek istediğimi özetlemek istersem eğer, ilimin farkında olunmayan değerlerini daha kıymetli hale getirmek diyebilirim.

Sözlerimi Çin düşünürü Lao Tsu (Lao Tzu) nun bir söylemi ile bitirmek istiyorum

Halka gidin, onlarla konuşun, onlarla yaşayın, bildikleri ile başlayın, ellerindeki olanaklarla işleri geliştirin ve en iyi önderlerle iş yapıldığında görev tamamlandığında halk diyecektir ki “Biz bunu kendimiz yaptık” Biz de yapabiliriz dedi.

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!

Facebook Yorum

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!