TİP İŞÇİ OKULU’NUN İKİNCİ OTURUMU YAPILDI.



TİP Parti üyesi Doç. Dr. Hüseyin Sevgi'nin moderatörlüğünde TİP tarafından düzenlenen İşçi Okulu buluşması gerçekleşti.
2 Şubat 2025 Pazar günü saat 14.00 te TİP Kırklareli İl-İlçe Başkanlğının Karaumur Caddesi Coştur İşhanı Kat: 3 No: 71 Merkezinde gerçekleşen etkinliğe Sömürüye, adaletsizliğe karşı bilinçle, örgütlü mücadeleyle güçleniyoruz diyerek düzenelenen İşçi Okulu etkinliğine tüm yurttaşlar davet edildi.TİP İşçi Okulu eikinci oturumuna Genel başkan Erkan BAŞ online katılım sağladı.
TİP Kırklareli İl Örgütü tarafından yapılan açıklamada, Bilindiği gibi Türkiye, dünyanın en büyük ve ucuz çağrı merkezi çalışanı nüfuslarından birine sahip. Çok uluslu firmaların ucuz işçi cenneti haline gelen Türkiye’ye akın etmesi ve çok büyük şirketler haline gelmiş onlarca işyeri ile sektör, yaklaşık 180 bin işçiyi istihdam eden ve oldukça yüksek kâr elde eden dev bir sektör haline geldi. Uluslararası şirketler de işçiliğin nispeten çok daha ucuz olduğu şehirlere akın ediyor. Özellikle devletten alınmış teşviklerle de birleşince, çevre şehirlerdeki çağrı merkezleri o bölgedeki insanlar için işsizlikten kurtulma durağı olmuş durumda. Yapılan iş, aslında yoğun emek kullanımını gerektiren, ağır iş kolunda sayılması gereken bir iş. Beynini ve motor becerilerini aynı anda aralıksız kullanmayı gerektiren, üstelik çalışanın her aramada türlü hakaretler duymayı da göze almasının beklendiği; dertli insanlarla doğrudan muhatap olduğu bir iş kolu. Tüm bu zorlu ve yorucu koşulların yanı sıra, yüksek eğitimli olmalarına rağmen sektörde çalışanlar asgari ücretten yüksek maaş da alamamaktalar. Örneğin, bu yıl zam oranları tek haneli rakamları geçmedi. Fazla mesailerin ödenmemesi için sudan sebepler gösteriliyor. Hak edilen fazla mesai ücretlerinin çalışana ödenmesi dahi bir mobbing, baskı unsuru haline getiriliyor. Takım liderleri, bizzat kendileri de bu süreçten geçen ve hâlâ da işçi olmalarına rağmen, daha üst yöneticilerin gözüne girmek için diğer işçilere baskılarını artırıyor. Çalışanlar süresi belli olmayan ücretsiz izinlere çıkarılıyor. Üstelik şirketin insan kaynakları sorumlusu, bunu çalışana duyurmaya, bildirmeye dahi tenezzül etmiyor. Bu arada bu çalışan kirasını nasıl öder, ne yer ne içer, düşünen de yok. En ufak bir itirazda dahi, “kapı orada” tavrı ile her türden baskıyı, işten atmayı bir tehdit olarak kullanmaya devam ediyorlar. Üstelik hak edilmiş tazminatlara da göz dikerek ve işçinin istifaya zorlanması ile… Global Bilgi de tam da bu gibi sorunların olduğu dev bir şirket. Biz çalışanlar da Anayasa tarafından garanti altına alınmış bir hak olan sendikalaşma hakkımızı kullanmak için yukarıda anlattığımız sorunları değiştirmek üzere harekete geçtik. Bildiklerimiz vardı ve ancak çalışanların sesinin duyulduğu çalışma ortamlarının daha verimli olabileceğini düşünüyorduk. Bunun için de Sosyal İş’i sendikamız olarak seçtik. Tüm çağrı merkezleri, Tempo, Teleperformance, Majorel, Mplus, Webhelp ve benzerlerinde de olması gerektiği gibi. Ama bu çalışmaların başlamasının hemen ertesinde 4 arkadaşımızın geçmiş 2 aylık çağrıları yeniden incelenmeye alındı. Bu incelemelerin sonunda, çalışanların performansında herhangi bir sorun olmadığını bilmelerine rağmen, tazminatsız olarak işten çıkarıldılar. Çalışanlar olarak bizlerin performansında bir sorun olup olmadığını bize bu kararı tebliğ edenler gayet de iyi biliyor. Yaptıkları, önce minareyi çalmak, sonra kılıfını hazırlamak. Öncelikle bildirmemiz gerekir ki, bir çalışanın sendikal üyeliğini engellemeye çalışmak anayasal bir suçtur. Şirket içinde sendikalı olanlar işten çıkarılacak diye söylenti çıkarmak da tam da bu nedenle suçun yayılmasına hizmet eder. Sizleri uyarıyoruz. Hem sendika çalışmamız sürecek hem de benzer bir sendika aleyhinde cümle kurduğunuzda bizleri gereken her türlü mücadeleye davet etmiş olacaksınız. Global Bilgi çalışanları da Sosyal İş Sendikası da bu tehdide boyun eğmez. Eğmeyecek. Her temas ettiğiniz çağrı merkezi temsilcisi sendikalı olana kadar bu yürüyüşümüz sürecek. Şimdiden de büyük yol aldık. Almaya da devam edeceğiz. Buradan bu vesile ile sendikalaşmadan korkan arkadaşlarımıza sesleniyoruz. Bir araya gelerek hakkınızı aramazsanız, başınıza gelen her şeye katlanmak zorunda kalacaksınız. Biz çoğuz, onlar bir avuç. Tek bir işyeri dahi sendikasız kalmayana kadar çağrı merkezileri sendikalaşmaya devam edecek. Bizler, işten çıkarılan işçiler olarak, Turkcell Global Bilgi Çağrı Merkezi yöneticilerini bir kez daha uyarıyor ve taleplerimizi buradan iletiyoruz: *Haksız İşten Çıkarmalara Son Verin: * İşten çıkarılan tüm arkadaşlarımızın işe iade edilsin *Sosyal Haklarımızı Verin:
* İşten çıkarılan arkadaşlarımızın tüm sosyal haklarının eksiksiz olarak verilsin. *Sendikal Örgütlenme Hakkımızı Tanıyın: * Çağrı merkezi çalışanlarının sendikal örgütlenme haklarının önündeki engellemelere son verilsin. *İnsanca Çalışma Koşulları Oluşturun: * Uzun çalışma saatleri, düşük ücretler ve yoğun stres gibi sorunların çözülmesi için gerekli adımları atılsın. Yukarıda saydığımız taleplerimizi karşılamadığınız/yerine getirmediğiniz takdirde mücadelemizi arttıracağımızı, dayanışmayı büyüteceğimizi ve haklarımızı alana kadar vazgeçmeyeceğimizi ilan ediyoruz. Çağrı merkezi çalışanları olarak, emeğimizin ve haklarımızın korunması, haksız işten çıkarmaların son bulması ve çalışma koşullarımızın iyileştirilmesi için tüm ilgili tarafları göreve çağırıyoruz. Emek sömürüsüne ve haksızlıklara karşı birlikte mücadele edelim!denildi.

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.