Susuzluk Krizi: Geleceğin En Büyük Tehdidi

Keşan Kent Konseyi Başkanlığı yazılı bir açıklama yaparak gelecekte en büyük tehlike su krizi olacaktır dedi.
Keşan Kent Konseti Başkanı Haluk Özdağlı imzalı yapılan yazılı açıklamada,
Kurak yazlar, iklim krizi ve kontrolsüz büyüyen metropoller… Bugün yaşadığımız susuzluk tehdidi aslında yıllardır yapılan yanlışların sonucu.Ormanlar, tarım arazileri ve kıyılar; inşaat uğruna talan edilirken uyardık. “Doğayla mücadele edilmez, doğayla uyum içinde yaşanır” dedik, duyan olmadı. Tarım arazilerinin ortasına RES ve GES dikmeyin dedik, anlatamadık. Maden çıkarırken binlerce litre temiz suyun harcandığını söyledik, “arazinin üstü altından değerlidir” dedik, ikna edemedik.
Bugün Uşak’ta bir maden şirketi koca şehrin suyunu tüketmiş durumda. Şehre yalnızca günde 3-4 saat su verilebiliyor.Her yaz aynı tablo: “Şehrimizin suyu şu kadar gün kaldı, bu kadar gün kaldı.” Oysa dünyada suyun kullanımı planlanır: Önce insan ve diğer canlıların ihtiyacı, sonra tarım ve sanayi…
Çorlu ve Çerkezköy sanayisinin su ihtiyacını karşılamak için DSİ, Meriç Nehri’nden baraj ve istasyonlarla su aktarmayı planlıyor.Ama Çakmak ve Hamzadere barajları bile hâlâ Meriç’ten yeterince su depolayamıyor. Edirne’de suyun önü kesildi, Meriç’te kano yarışları yapılırken, ENEZ’de tarım alanlarına tuzlu su gelmeye başlayınca panikle yeniden su verildi.Köylerde büyük üreticiler çeltik için derin kuyular açıyor, köy çeşmeleri kuruyor. Bu sadece bugünün değil, geleceğin suyunu da çalmak demek. Su, kuraklık çağında dünyanın en stratejik kaynağıdır. Bu yüzden su savaşları çıkıyor.
Bugün İsrail’in Golan Tepeleri’ne bakışını hatırlayın: Petrol değil, su en büyük güç.Dicle ve Fırat’ın suladığı Mezopotamya’da, Irak ve Suriye’de de durum aynı: Su petrolden daha değerli hale geldi.Tarım politikaları, küçük üreticiyi ayakta tutmak yerine onu yok etmeye, topraklarını büyük sermayeye teslim etmeye odaklı. Sanılıyor ki sermaye tarımı ele geçirince üretim artacak, fiyatlar düşecek. Dünyada bunun örneği yok!
Evet, planlı üretim olmalı, ürün daha tarladayken fiyatı belli olmalı.Ama bugün samanı ithal ediyoruz, eti ve sütü ithal ediyoruz, zeytin satıp zeytinyağını dışarıdan alıyoruz. Çünkü zeytin ağaçlarını bile talan ettiler.
Zeytin talanı yasası ile köylünün toprağına “stratejik yatırım” bahanesiyle el konuluyor.Köylü dava açsa bile binlerce liralık masraf çıkıyor, davalar bilirkişiler değiştirilerek boşa düşürülüyor. Halk, kendi toprağında sermayenin ırgatına dönüştürülüyor.
Maliyetler nedeniyle çiftçi ve besici tarımı terk ediyor. Boşluğu ise yabancı sermaye dolduruyor.Angus sığırları, Sırbistan’dan ithal etler, fonlarla soframıza geliyor.Üstelik tüketiciye uygun fiyatlı ürün satması gereken Tarım Kredi marketleri bile zarar ediyor.
Sonuç ve Çözüm Önerileri : Sorun ortada: Su bitiyor. Ama çözüm de ortada.
1. Sulu Tarımı Yeniden Planlamak
* Açık sulamada suyun üçte biri boşa buharlaşıyor. Bunun yerine damla sulama hızla yaygınlaştırılmalı.
* Ayçiçeği, buğday gibi stratejik ürünlerde damlama sulama için özel destek sağlanmalı. Böylece aynı tarladan 2–3 kat daha fazla ürün elde edilebilir.
* Tarım kimyasalları azaltılarak suyun geri dönüşümü mümkün hale getirilmeli.
2. Yağmur ve Yeraltı Sularını Değerlendirmek
* Şehirlerin ve hayvancılığın yıllık su ihtiyacı planlanmalı.
* Kışın boşa denizlere akan yağmur suları göletlerde toplanmalı, yazın kullanılmalı.
* Büyük sanayi ve madenlere sınırsız su tahsisi yerine öncelik insan yaşamına ve tarıma verilmeli.
3. Denizden Tatlı Su Üretmek
* Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde, deniz suyundan içme ve kullanım suyu üretimi artık kaçınılmazdır.
* Güneş panelleriyle desteklenen entegre arıtma santralleri kurulmalı. Enerji ve su krizi birlikte çözülebilir.
4. Yerli Üretimi Planlı Hale Getirmek
* Ürün daha tarlaya ekildiğinde borsa ve piyasa fiyatları belli olmalı.
* Köylerde yeniden ziraat ofisleri açılmalı, modern tarım teknikleri öğretilmeli.
5. Köylerde Üretim Çeşitliliği
* Her köy kendi ihtiyacını karşılamak için seracılık faaliyetlerine yönlendirilmeli.
* Bu süreç muhtarlıklarca koordine edilmeli, köylerin gıda güvenliği sağlanmalı.
Son Söz: Suyun ve Toprağın Efendisi mi, Kölesi mi?
Petrolün alternatifi var, elektriğin alternatifi var. Ama suyun alternatifi yok.
Su biterse, hayat biter.
Bugün alınacak akılcı, bilime dayalı kararlar; yarının kuraklığını önleyebilir.Eğer adım atmazsak, halk kendi toprağında hem susuz hem aç kalacak.Ama suyu korur, tarımı planlar, denizden bile hayat üretirsek; bu toprakların efendisi olmaya devam ederiz dedi.
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.