Kırklareli
14 Mayıs, 2025, Çarşamba
  • DOLAR
    30.71
  • EURO
    32.91
  • ALTIN
    1967.5
  • BIST
    8994
  • BTC
    49397.326$

SOMA FACİASI 11.YILINDA

SOMA FACİASI 11.YILINDA

Kırklareli Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri adına TMMOB Kırklareli İl Koordainasyon kurulu tarafından Manisa'nın Soma ilçesinde 11 yıl önce meydana gelen maden faciasında hayatını kaybeden 301 işçi Eğitim Sen salonunda düzenlenen basın açıklaması ile anıldı.
Basın açıklamasını TMMOB Kırklareli İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Dr. Erol Özkan okudu.Özkan okuduğu basın açıklamasında,SOMA FACİASI 11.YILINDA... BU FELAKETLER SON BULSUN! 11.yılında bir kez daha... Bir daha bu acıları yaşamayalım! Bir daha bu ülke halkına kömür karası utanç yaşatılmasın! Ülke tarihimizin en büyük madencilik felaketi olan Soma Faciasının üzerinden geçen on bir yılda kaybettiğimiz 301 madencimizi bir kez daha saygıyla anıyoruz.Emek sömürüsünün derinleştiği; esnek, güvencesiz istihdamın yaygınlaştığı, emek örgütlerinin etkisizleştirildiği içinde yaşadığımız süreçte toplu işçi ölümleri tarihin en yüksek sayılarına ulaşmıştır. Yalnızca Soma Faciasının ardından geçen on bir yılda bile ülkemizde 15 bin 600 emekçi, madenlerde, inşaatlarda, tarımda, ormanda, sanayide, taşımacılıkta, tersanelerde, iş cinayetlerinde hayatlarını kaybetmiştir.80’li yılların başından itibaren uygulamaya konulan özelleştirme, taşeronlaşma, rodövans vb. neoliberal politikalar ve uygulamaları; kamu madenciliğini küçültmüş, kamu kurum ve kuruluşlarında uzun yıllar sonucu elde edilmiş olan madencilik bilgi ve deneyim birikimini dağıtmıştır. Yoğun birikim ve deneyime sahip olan kurum ve kuruluşlar yerine üretimin, teknik ve alt yapı olarak yetersiz, deneyim ve uzmanlaşmanın olmadığı kişi ve şirketlere bırakılması, buna ek olarak kamusal denetimin de yeterli ve etkin bir biçimde yapılamaması, iş cinayetlerinin ve ölümlerin katlamalı olarak artmasına neden olmuştur. Bu olay bunu bize bir kez daha göstermiştir. Aradan geçen on bir yılın sonunda gerçekler göstermiştir ki Soma Faciası, basit bir ihmal değil, madencilik bilgi ve birikiminin yok sayılmasının, teknik bilgi ve alt yapı yetersizliğinin, iş güvenliği anlayışının görmezden gelinmesinin sonucudur.

301 Madenci Hayatı ile Ödedi

Maden şirketlerinin kârlarını artırabilmek için dayattığı çalışma koşullarının ve siyasi iktidarın emekçilerin hayatlarına değer vermeyen politikalarının bedelini Soma’da 301 madenci hayatlarıyla ödemiştir.
Soma Faciası yalnızca iktidarın emek ve emekçi düşmanı politikalarının değil, aynı zamanda emeğe karşı sermayeyi, emekçilerin yaşamına karşı kar ve rantı koruyarak siyasi iktidara biat eden hukuk sisteminin de bir sonucudur.
Karadon, Kozlu, Elbistan. Soma, Ermenek, Amasra ve daha birçok yerde madende yaşanan iş cinayetleri, emekçilerin yaşamının piyasanın insafına bırakıldığının açık bir göstergesidir. Bugün içinde bulunduğumuz ekonomik göçükten çıkış için insanı, emeği, doğayı ve yaşamı değil; kanı, gözyaşını, betonu ve yıkımı güvence altına alan bir yol tercih edilmektedir. Bu korkunç tercih, 301 işçinin ölümüne sebep olan maden patronuna yeniden maden işletme hakkı vererek bir kez daha ilan edilmiştir. 
Demokrasi isteyenlerin, basın özgürlüğüne sahip çıkanların, yaşamı savunanların, barış talep edenlerin, iktidarı eleştirenlerin hapishanelere doldurulduğu bir ülkede, 301 kişiyi göz göre göre ölüme yollayanların serbest olması, dibi görünmeyen derinlikte bir ahlaki göçüktür. 

Bu olay hata değil, Kasıttır.

Gerekli işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerini bilerek ve isteyerek almamak hata değil, kasıttır. Yıllık üretim planının neredeyse üç katı üretim yapmak için işçileri zorlamak hata değil, kasıttır. 
Dava süreci boyunca yaşananlar ve mahkemenin verdiği kararla, faciada kaybettiğimiz 301 madencinin acısı üzerine, adaletsizlik ve haksızlık duygusunun daha da artmasına sebep olmuştur.
Kamu kurumlarının sorumluluğunu yok sayan, maden şirketinin sahiplerinin suçunu hafifleten yargılama süreci sonunda sorumlulara adeta göstermelik cezalar verilmiştir. İktidar tarafından çıkarılan infaz indirimiyle davada 28 kamu görevlisinden 10'u beraat ederken, 18 kamu görevlisi ise 5 ay ila 6 ay 7 gün arasında hapis cezası almıştır.Soma Faciasının sorumluları dışarıdayken, acılı ailelerin gönüllü avukatlığını üstlenen Can Atalay ve Selçuk Kozağaçlı’nın cezaevinde olması, hukukun içinde bulunduğu içler acısı durumun göstergesidir.

Artık yeter! 
Üzerinden kaç yıl geçerse geçsin, yargı ne karar verirse versin, 301 madencinin ölümünü, siyasi iktidarın ve kamu kurumlarının sorumluluğunu, madenci şirketin açgözlü sahiplerini ve faciaya sebep olan kişileri asla unutmayacağız. 
Soma katliamını unutmamak unutturmamak hepimizin görevidir. Soma’nın hesabını er ya da geç soracağız. Bu ülkede çalışırken ölmeyeceğimiz, insanca çalışacağımız, insanca yaşayacağımız güzel günlere ulaşma umudumuzu yitirmeyeceğiz..İnsanca yaşayabileceğimiz bir ülke ve insani koşullarda çalışabileceğimiz iş koşulları için mücadele etmeye devam edeceğiz.
11. Yılında 301 madenciyi unutma. Yeni katliamlar yaşamamak için Soma’yı unutma, unutturma dedi.
 

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!

Facebook Yorum

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!