Sivas Katliamı: Yanan Sadece Bedenler Değildi

2 Temmuz 1993’te Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında Madımak Oteli’nde aralarında sanatçı şair ve aydınların yakılarak katledilmesinin 32.yıldönmümünde CHP Belediye Meclis üyesi İsmail Doğan yazılı bir açıklama yaptı.İsmail Doğan yaptığı yazılı açıklamada, 2 Temmuz da Yanan Sadece Bedenler Değildi dedi.
Doğan yazılı açıklamasında, 2 Temmuz 1993’te Sivas’ta Madımak Oteli’nin alevler içinde kalışını izledik. O gün, bir otelden çok daha fazlası yandı. 33 can, otel çalışanı ve bir de fail toprağa verildi. Ama küllerin altında kalan, sadece bedenler değildi. Bir halkın sesi, kimliği ve yıllardır bastırılan çığlığıydı.
Aleviler yandı, çünkü itaat etmiyorlardı. Çünkü sorguluyor, hakikatin peşinden gidiyorlardı. Çünkü sözleri camide değil, meydandaydı. Çünkü kul olmayı değil, hakka yürümeyi seçmişlerdi. Ve bu yüzden yakıldılar. Otelin önünde toplanan kalabalık, “Yakın bu kâfirleri!” diye haykırırken, ellerinde yalnızca benzin şişeleri yoktu. Taşıdıkları şey, uzun süredir biriken kör bir nefretti.
Oradaydılar. Görüldüler. Bilindiler. Ama müdahale eden olmadı. Çünkü bu topraklarda Alevilerin yanması olağandı. Beklenen, hatta görmezden gelinen bir şeydi.
33 insan diri diri yakıldı. Ve ardından hiçbir gerçek adım atılmadı. Adalet sustu. Yargılamalar göstermelikti. Sorumluların bir kısmı serbest bırakıldı, bazıları ödüllendirildi, bazıları ise hiç yakalanmadı. Madımak Oteli’nin duvarları hâlâ ayakta, ama adalet hâlâ yıkık. O gün orada yanan sadece insanlar değildi. Yanan, vicdandı. Yanan, hukuktu. Yanan, insanlıktı. Biz o günden beri susmadık. Ama birçokları sustu. Unuttu. Unutmuş gibi yaptı. Her yıl birkaç satırla geçiştirildi.
Bugün hâlâ, “Aziz Nesin de provoke etti” diyenler var. “Madımak’ta ne işleri vardı?” diye soranlar… İşte bu yüzden öfkemiz sadece yaşananlara değil. Unutanadır, susanadır, yüz çevirenedir.
Biz sadece kaybettiklerimiz için yas tutmuyoruz. Biz, hâlâ bu ülkede Alevi kimliğini fısıltıyla söylemek zorunda bırakıldığımız için öfkeliyiz. Çünkü Sivas’tan sonra da nefret sürdü.
Sivas, sadece bir katliam değil, bir kırılmadır. Ve biz o kırığı, utancıyla değil, direnişiyle taşıyoruz.
O otelin küllerinde Hasret Gültekin’in sazı var. Metin Altıok’un şiiri, Muhlis Akarsu’nun nefesi, Nesimi Çimen’in gülüşü var. Onları toprağa değil, tarihe gömdük.
Ve tarih, bir gün herkesi yargılayacak. Ama biz o günü beklemeyeceğiz. Çünkü her 2 Temmuz’da yeniden hatırlayacağız, yeniden soracağız dedi.
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.