Öğrencilerin Sağlığı, Barınması ve Beslenmesi Kâr Hırsına Teslim Edilemez!

Kırklareli Üniversitesi'nde 2 Aralık Salı günü yaşanan ve 53 öğrencinin gıda zehirlenmesi şüphesiyle hastaneye kaldırılmasına neden olan olay, yükseköğretim kurumlarındaki beslenme hizmetlerinin kamusal niteliği ve öğrenci sağlığı konusunu bir kez daha gündeme taşıdı.
Eğitim Sen'in yaptığı açıklamaya göre bu durum bir "talihsizlik" değil, taşeronlaştırma, denetimsizlik ve ticarileşme politikalarının acı bir sonucudur. Öğrencilerin en temel insan hakkı olan sağlıklı beslenme ve barınma ihtiyacının kar hırsına teslim edildiği vurgulanırken, kamu otoriteleri bu hayati ihmalin sorumlularını açıklamaya davet edildi.Eğitim Sen Kırklareli Şube Başkanı Okan Balcı tarafından yapılan yazılı açıklamada,Kırklareli Üniversitesi’nde 2 Aralık Salı günü öğle saatlerinde dağıtılan tavuklu pilavdan zehirlenen 53 öğrencinin hastaneye kaldırılması, yükseköğretim kurumlarımızda süregelen taşeronlaştırma, denetimsizlik ve ticarileştirme politikalarının acı bir sonucudur. Sağlıklı Beslenme Bir Lütuf Değil, Temel İnsan Hakkıdır!
Bu olay bir “talihsizlik” değil, yıllardır üniversitelerde yürütülen politikaların doğrudan ürünüdür. Yemekhane hizmetlerinin özel şirketlere devredilmesiyle birlikte, üniversitelerde eğitim emekçilerinin ve öğrencilerin sağlığı maliyet hesabına indirgenmiş, denetim mekanizmaları işlevsizleştirilmiştir. Temel insan hakkı olan beslenme hakkı kar hesabı yapılan bir alana dönüştürülmüştür.
Öğrenci Sağlığı İhmale Gelmez !
Hâlihazırda pahalılıkla ve barınma kriziyle boğuşan, fahiş kiralar ve yetersiz yurt kapasiteleri nedeniyle barınma hakkından tam anlamıyla yararlanamayan üniversite öğrencileri, şimdi de en temel ihtiyaçları olan beslenme konusunda tehdit altındadır. Ekonomik krizin gölgesinde, kısıtlı bütçelerle ve maddi yokluklar içinde eğitim hayatını sürdürmeye çalışan gençlerimiz; uygun fiyatlı, doyurucu ve nitelikli gıdaya ulaşamamaktadır.
Ancak mesele yalnızca bir öğün yemek de değildir.Bugün Türkiye’de milyonlarca üniversite öğrencisi, beslenme, barınma ve ulaşım gibi en temel yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanmaktadır.
Kira ve ulaşım ücretleri her ay artarken, burs ve krediler yetersiz kalmakta; fiyat artışları öğrencileri açlık sınırının da altına itmektedir.Birçok üniversite öğrencisi, bir öğün yemek yiyebilmek için sıra beklerken; bir kısmı yemek hakkını dahi ücretli hâle getiren uygulamalar nedeniyle kampüslerden uzaklaşmaktadır. Bu tablo, öğrenci yoksulluğunu derinleştiren ve eğitim hakkını fiilen ortadan kaldıran politikaların sonucudur.
Devletin görevi, üniversitedeki eğitim emekçilerini ve gençleri piyasanın insafına terk etmek değil; onların insanca koşullarda yaşamasını, barınmasını, ulaşımını ve beslenmesini güvence altına almaktır.
Eğitim hakkı, ancak bu temel haklar birlikte sağlandığında anlam kazanır.
Eğitim Sen olarak bir kez daha vurguluyoruz:
• Üniversitelerde yemekhane, yurt ve ulaşım hizmetleri kamusal bir hak olarak yeniden örgütlenmelidir.
• Gıda güvenliği ve hijyen denetimleri, düzenli ve bağımsız biçimde yapılmalı; sorumlular hesap vermelidir.
• Devlet, öğrencilerin barınma, ulaşım ve beslenme haklarını ücretsiz ve erişilebilir biçimde sağlamalıdır.
Kırklareli Üniversitesi öğrencilerinin yaşadığı bu olay, yalnızca bir ilin meselesi değil, kamusal eğitim hakkının sistematik biçimde tahrip edilmesinin göstergesidir.
Öğrencilerimizin yaşam hakkı, kamu hizmetlerinin piyasaya açılmasına kurban edilemez.
Bizler, kamusal, bilimsel, laik eğitim mücadelesi yürüten Eğitim Sen olarak,
Kırklareli Üniversitesi öğrencileriyle dayanışma içinde olduğumuzu belirtiyor,
Tüm üniversitelerde eğitim emekçilerinin ve gençlerimizin; güvenli, ücretsiz ve sağlıklı yaşam koşullarının kamusal güvence altına alınmasını talep ediyoruz dedi.
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!

Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.