Cumhuriyetin 102. Yılı Kutlu Olsun


Keşan Kent Konseyi Yürütme Kurulu adına Dr Uğur Özdağlı'nın kaleme aldığı Cumhuriyetimizin 102 yılı kutlama mesajını kamuoyu ile paylaştı.
Cumhuriyetin 102. Yılı Kutlu Olsun
Yok edilmek istenen bir imparatorluğun küllerinden, tarih sahnesine yeniden doğan bir milletin adıdır Cumhuriyet.
29 Ekim, yalnız bir takvim günü değil; bir halkın esareti reddedip iradesine sahip çıktığı en büyük devrimin adıdır.
Bir zamanlar emperyal paylaşım savaşının enkazında kalan bu topraklar, yorgun, yoksul ama onurluydu.
Kurtuluş Savaşı, yalnız silahlı bir direniş değil, insan onurunu ve ulusal bilinci ayağa kaldıran bir kültürel, toplumsal ve ahlaki devrimdi.
Bu topraklarda bir millet, yalnız düşmanı değil, umutsuzluğu da yenmeyi başardı.
Cumhuriyet, bir ulusun “yeniden doğuş manifestosu”dur
Okuma yazma oranı %10’un altındayken kara tahta ve tebeşirle başlayan seferberlik, köy enstitülerinde yeşeren umutla birleşti.
Bir avuç idealist öğretmen, köy köy dolaşarak yalnızca harf değil, bilimin ışığını taşıdı.
Kadınlar, yalnız eve değil, hayata ve tarihe döndüler; seçim sandığına, kürsüye, laboratuvara, mahkeme kürsüsüne çıktılar.
Cumhuriyet, onlara “izin” değil, hak verdi.
Bir sağlık mucizesi yaşandı:
Anadolu’nun köylerinde frengi, sıtma, cüzzam, tüberkülozla savaşan hekimler, yalnız hastalığı değil, çaresizliği tedavi etti.
“Gidilmeyen köy bizim değildir” diyerek, dağları aşan o genç doktorlar, ebeler ve hemşireler, Cumhuriyet’in gerçek kahramanlarıydı.
Toprağını öküzle süren köylü, tarım devrimiyle üretici yurttaşa dönüştü.
Fabrikalar, demiryolları, şeker ve dokuma tesisleriyle ülke ayağa kalktı.
Cumhuriyet, “üretmeyen millet yaşayamaz” diyen bir vizyonun adıdır.
Kulluktan yurttaşlığa, biatten bilince geçişti bu.
Köhne imparatorluğun gölgesinde doğan halk, aydınlık bir ülkenin eşit vatandaşları oldu.
Adalet saraylarında kadıdan hâkime, medreseden üniversiteye, imparatorluk fermanından modern hukuk devletine uzanan bir dönüşümdür Cumhuriyet.
Ve şimdi, 102 yıl sonra…
Bugünün karanlık günleri, umutlarımızı gölgelemeye çalışsa da, bu milletin hafızasında Kurtuluş Savaşı’nın ateşi hâlâ yanıyor.
Tıpkı o günlerde olduğu gibi, bugün de bazıları umudu söndürmek, toplumu kutuplaştırmak, bilimi susturmak istiyor.
Ama biz biliyoruz ki;
Bu ülke karanlığa yenilmez.
Bugünün siyasi ve politik çıkmazları bizi umutsuzluğa sürüklemesin.
Nasıl ki bir zamanlar emperyal paylaşım savaşının ortasında yok edilmek istenen bir halk, küllerinden bir Cumhuriyet kurduysa;
Bugün de aynı inançla, aynı onurla, bu karanlık günler geride kalacaktır.
Bir avuç Kuvayı Milliye neferinden Cumhuriyet’i kuran o büyük neslin çocukları, bu ülkeyi yeniden aydınlığa çıkaracak güce sahiptir.
Cumhuriyet; geçmişin mirası değil, geleceğin sözüdür.
Ve bu söz, her sabah yeniden başlamak demektir.
Atatürk’ün o sesi hâlâ kulaklarımızda yankılanır:
“Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir.”
Bugün o ses, her çocuğun kahkahasında, her kadının gözündeki gururda, her gencin yüreğindeki inançta yaşamaktadır.
Cumhuriyet, 102 yaşında ama hâlâ gençtir — çünkü onu yaşatan halk gençtir, umut gençtir, mücadele gençtir.
Yaşasın Cumhuriyet!
Yaşasın eşitlik, özgürlük ve aydınlık yarınlar!
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!

Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.