Gala Gölü’nü Yok Etme Projesi
BÖLGESELKeşan Kent Konseyi yazılı bir açıklama yaparak Gala Gölüne sahip çıktı ve uygulanacak olan proje GALA Gölünü yok etme projesidir denildi.Yapılan yazılı açıklamada,
Edirne’nin Enez ilçesinde yer alan Gala Gölü Milli Parkı, binlerce yıldır Trakya’nın yaşam damarlarından biridir. Antik Ainos (Enez) kentinden bu yana bölge, balıkçılık, saz üretimi ve tarım faaliyetleriyle insan yerleşimini beslemiş; bugün ise Türkiye’nin en önemli sulak alan ve kuş göç merkezlerinden biri haline gelmiştir. Dünya mirası ve aynı zamanda Milli parktır .
Gala Gölü ve çevresi, Meriç Deltası Sulak Alanlar Kompleksi’nin bir parçasıdır. Ramsar Sözleşmesi, Bern Sözleşmesi, Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi ve Avrupa Kuş ve Habitat Direktifleri kapsamında uluslararası düzeyde korunması gereken bir alan niteliğindedir.
Bu bölge, Afrika–Avrupa kuş göç yolu üzerindedir. Her yıl ortalama 200’den fazla kuş türü burada konaklamakta, üremekte veya beslenmektedir. Aralarında flamingo, pelikan ve küçük karabatak gibi nesli koruma altındaki türler bulunmaktadır.
Bu olağanüstü ekosistem yalnızca doğal bir yaşam alanı değil, aynı zamanda bölge halkının kültürel kimliğinin, geçim kaynaklarının ve geleceğinin de temel unsurudur.
Bilimsel ve Hukuki Sorunlar
Ne yazık ki, bugüne kadar özel sektörün önüne gelen her projeye hızla onay veren Edirne Valiliği ve İl Çevre Komisyonu, bu kez de dünya mirası niteliğindeki Gala Gölü Milli Parkı’nın geleceğini tehdit eden bir projeye “olumlu” rapor vermekten çekinmemiştir.
14 Ağustos 2025 tarihinde “ÇED Olumlu” kararı verilen proje:
* Adı: Çandır Rüzgâr Enerji Santrali (42 MW / 8 türbin) ve Elektrik Depolama Tesisi (42 MWh)
* Yeri: Enez ilçesi, Çandır – Hisarlı – Işıklı – Yenimahalle köyleri
* Firma: Leora Çevre ve Enerji Yatırımları A.Ş.
* Proje Bedeli: Yaklaşık 546 milyon TL
* En Yakın Türbin – Milli Park Sınırı Mesafesi: 1-2 km ile başlayıp bazı alanlarda 80 yüz metreye yaklaşan türbinler var.
Bu proje, Gala Gölü Milli Parkı ve Meriç Deltası sulak alan sistemiyle sadece komşu değil, adeta iç içe konumlanmıştır.Direkler , yolar , bağlantı alanları mera orman ve milli parkın önemli bir kısmına zarar veriyor.
1. Kuş Göç Yolları ve Ekolojik Dengeye Etkiler
Projede planlanan türbinler, Afrika–Avrupa kuş göç koridorunun tam kalbinde yer almaktadır. Bu hat; pelikan, leylek, yırtıcı kuşlar, flamingolar ve ördek türleri tarafından yoğun biçimde kullanılmaktadır.
Türbinlerin 150 metre kule yüksekliği ve 120 metre kanat çapı, kuş çarpışma riskini dramatik biçimde artırmaktadır. Yer yer milli parka 80-100 metreye yaklaşan türbinler göçmen kışlar için yok olma riski taşıyor .
Oysa Ramsar ve Bern Sözleşmeleri, bu tür habitatlarda türlerin göç yollarına engel oluşturacak yapılar yapılmamasını açıkça yasaklamaktadır.
Proje, bu uluslararası yükümlülüklerle açıkça çelişmektedir ve geri dönüşü olmayan ekolojik yıkım riski taşımaktadır.
Ayrıca, raporun “ornitolojik değerlendirme” bölümü yalnızca yaklaşık 12 haftalık kısa bir gözleme dayanmaktadır. Oysa bu bölgedeki kuş hareketlerini anlamak için en az bir yıl boyunca, mevsimsel döngüleri kapsayan uzun süreli gözlemler gerekir. Bu haliyle rapor bilimsel olarak yetersiz, taraflı ve düzmece niteliklidir.3 haftada göçmen yollarını gelen giden kuş türlerini gözleyip rapor tutmak bilimle değil ancak hayal gücüyle açıklanabilir .
2. Flora, Fauna ve Toprak Sistemleri Üzerindeki Riskler
Türbin temelleri ve servis yolları, toprak geçirgenliğini azaltacak, yağış sonrası yüzey akışını artıracak, bu da erozyon ve sediment taşınımı yoluyla Gala Gölü’nün su kalitesini bozacaktır.
Gala Gölü, özellikle kış aylarında su biriktirip ilkbahar–yaz döneminde çevreye su sağlayan doğal bir rezervuardır. Bu özelliğiyle bölgedeki tarım, hayvancılık ve biyolojik çeşitlilik için hayati öneme sahiptir.
Türbin inşaatı sırasında bitkisel toprak ve çalılık habitatların tahribi, göçmen kuşlar ve yerli yaban hayatı için barınak kaybına yol açacaktır.
Ayrıca, açılacak temel ve kanal kazıları, doğal su yollarını geri dönüşsüz biçimde değiştirecek ve habitat parçalanması yaratacaktır.
Su kıtlığı yaşanan bu dönemde doğal rezervuarların geri dönüşümsüz hasarı doğal hayat çevre ve tarım için endişe ve korku yaratmaktadır .
3. Gürültü, Gölgeleme ve Titreşim Etkileri
Türbinlerin işletme sesi 35–45 dB aralığındadır. Bu gürültü düzeyi, özellikle yarasa ve kuşların yön bulma sistemini bozabilir.
Gölgeleme (shadow flicker) etkisi, hem hayvanlarda hem de insanlarda stres, yönelim bozukluğu ve davranış değişikliklerine neden olabilir.
4. Depolama Tesisinden Kaynaklanabilecek Kimyasal Riskler
Projede planlanan lityum-iyon bataryalar, yüksek sıcaklıkta termal kaçak, yangın ve kimyasal sızıntı riski taşımaktadır.
Gala Gölü gibi suya duyarlı bir ekosistemde, olası bir sızıntı; ağır metallerin ve toksik bileşiklerin suya karışmasına, bunun da kalıcı ekolojik yıkıma yol açmasına neden olabilir.
Zaten mevcut durumda kirlilik yükü artmış olan bu gölün üzerine ek kimyasal risk yüklenmesi doğaya karşı kabul edilemez bir ihmal olur.
5. Sosyoekonomik ve Kültürel Etkiler
Türbinlerin devasa yüksekliği, Enez’in tarihsel ve doğal peyzaj bütünlüğünü bozmaktadır.
Proje, tarım, arıcılık ve hayvancılık alanlarını bölerek yerel ekonomiyi olumsuz etkileyecektir.
Ayrıca, antik Ainos kenti ve çevresi, geri dönüşü olmayan görsel kirliliğe ve kültürel tahribata maruz kalacaktır.
“Paydaş Katılım Planı” bölümünde, halkın görüşlerinin sembolik biçimde alındığı görülmektedir. Yerel halkın sesi duyulmadan, demokratik katılım sağlanmadan yapılan bu süreç, hukuken ve vicdanen sakattır.
ÇED toplantısının hakkıyla yapılmaması, halkın iradesini yok saymak demektir.
Özel sektörün, il çevre müdürlüğünden alelacele aldığı izinlerle halktan kaçması, şeffaflıktan korktuğunun en açık göstergesidir.
Sonuç ve Talep
Tüm bu veriler göstermektedir ki, söz konusu proje yenilenebilir enerji kılıfı altında doğal yaşamı yok edecek bir girişimdir.
Özel sektörün kural , kanun vicdan tanımaz kar hırsı valilik ve il özel idare tarafından hızla hayata geçirilerek suça ortak oluşmuştur
Acaba izni masa maaşında resmiyete çevirenler GALA GÖLÜ milli parkını hayatında hiç görmüşler midir?
Bu proje;
* RAMSAR, BERN ve Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmeleri ilkeleriyle,
* 2872 Sayılı Çevre Kanunu’nun 3. ve 9. maddeleriyle,
* ÇED Yönetmeliği’nin 6. ve 8. maddeleriyle açıkça çelişmektedir.
Bu nedenlerle, 14 Ağustos 2023 tarihli “ÇED Olumlu” kararının iptali ve projenin yeniden değerlendirilmesi kamu yararı ve doğa koruma ilkesi gereğidir.
Son Söz – Bir Çağrıdır Bu
Gala Gölü yalnızca bir su kütlesi değil; Trakya’nın kalbi, binlerce yıldır insanla doğanın birlikte nefes aldığı bir yaşam alanıdır.
Şimdi bu kalp, birkaç türbin uğruna susturulmak isteniyor.
Biz bu sessizliğe razı olamayız. Çünkü doğa konuşamazsa, insanın vicdanı konuşmalıdır.
Her kuş kanadında bir hayat taşır; her sazlıktan bir çocukluk anısı yükselir; her damla, geçmişin ve geleceğin ortak mirasıdır.
Bu mirası korumak, sadece bir hak değil, bir borçtur.
Gala Gölü’nü savunmak, Enez’i, Trakya’yı, Türkiye’yi savunmaktır.
Bu topraklarda rüzgârı elektriğe değil, yaşama çevirmek mümkündür.
Biz rüzgârı zincire vurmak değil, onunla birlikte yaşamak istiyoruz.
Bugün burada yükselen ses, yalnızca doğanın değil, vicdanın, bilimin ve insanlığın sesidir.
Bu sesi duyan, sustuğunda kaybedeceğini bilsin: Doğa sustuğunda, biz de susarız.
İlginizi Çekebilir