Vecdi Yüce Özel Röportajı

Ayçiçek ve Buğdayın ne kadar stratejik bir ürün olduğu Pandemi ve savaş ortamında bir kez daha ortaya çıktı. Yıllarca ihmal edilen üretimi git gide düşen bu ürünleri bizim üretmemizin ne kadar zaruri olduğu, bir kez daha kalın çizgilerle anlaşıldı. Yıllarca Ayçiçek ve buğday hasadı tam başladığı zamanlarda hemen sıfır gümrükle Ayçiçek ve buğday ithaline izin verildi. İçeride Türk çiftçisinin fiyatları baskılanarak ürününü ucuz fiyatlara elden çıkarmasına sebep olan politikalar izlendi. Çünkü bilinen gerçek çiftçi üretim yapabilmek için aldığı mazotu gübreyi ve çeşitli üretim gereçlerini harman vadeli alıyor ve bu ürünü o zaman paraya çevirmesi gerektiği. Bu şekilde halkın ucuz ekmek ve yağ tedarik etmesi yıllarca Türk çiftçisi sırtından sağlandı. Bu politikalar ithalatçıyı zengin ederken çiftçiyi üretimden uzaklaştırdı.
Tarım alanları da son 10 yılda yüzde 5; son 19 yılda ise yüzde 12 geriledi. İklim değişikliği ve artan dünya nüfusu ile birlikte gıdanın öneminin arttığı bir dönemde bu durum Türkiye’de gıda güvenliği konusunda büyük riskler barındırıyor.
Uygulanan politikalar yüzünden Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine göre de kayıtlı çiftçi sayısının son yıllarda giderek düştüğünü ortaya koyuyor. 2008’de 1 milyon 127 bin olan çiftçi sayısı 2011 yılında 1 milyon 122 bin idi. Çiftçi sayısı 2021 yılının eylül ayında 530 bine kadar düştü. Bu da son 10 yıla çiftçi sayısının yüzde 53 azaldığını gösteriyor.
Son 5 yıldaki düşüş oranı ise yüzde 26. SGK verilerine göre 2016 yılında çiftçisi sayısı 718 bin idi. Bu da son 5 yılda 188 bin çiftçinin iş bıraktığına işaret ediyor.
Bu koşullarda artık laf üretmeyi ve çeşitli algı operasyonlarını da bir kenara koyup doğru tarım politikaları ortaya koymamız gerekiyor. Tarımsal destekler artık neredeyse yok hükmüne düştüler. Mesela Buğdayda üre gübre fiyatları geçen sene Kg 2 TL ile 3 TL arası iken bu sene 10 TL ile 20TL arası dalgalı bir seyir izliyor. Bu sadece ürede olan dalga. Çiftçi en az üç defa gübreleme yapmak zorunda. Mazot fiyatları ise eylül ayında 6,5 TL civarıyken şu an 20TL’yi geçmiş durumda. Buna mukabil gübre desteği tüm gübrelemeler için Buğdayda dekar başına 20 lira gübre desteği ve dekar başına mazot desteği ise 22 TL gibi komik rakamlarla çiftçinin üretmesi beklenemez. Şu anda TMO yurt dışından buğdayın Kg’mı 6,5TL ile 7 TL arası ithal ediliyor. Un fabrikalarına ucuz un satması için Kg’mı 2,7 TL’den veriyor. Hazine yaklaşık Buğdayda Kg başına 4 TL süspanse ediyor. Yani kısacası yurt dışı çiftçisini Kg başına 4 TL destekliyor. Piyasada ise Türk çiftçisinin ürettiği buğdayın fiyatı Kg başına 4,8TL ile 5,5TL arasına satılıyor. Yurt dışı çiftçisine ödenen bu fiyatlar Türk çiftçisine ödenmemeye devam ediliyor. Buğday ve Ayçiçek Sıfır gümrükle ithal edilirken tüm dünyadaki gibi üretim maliyetlerine katlanmak zorunda olan Türk çiftçisi bu koşullarda da nasıl üretime devam edecek. Yapılması gereken maliyetleri göz önünde bulundurarak ürün fiyatlarını belirlemek. Bir süspanse yapılacaksa da Bu Türk çiftçisi lehine yapılmalı.
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ
Kaynak: Manşet Haber
- 1SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.