Mert Urdal Özel Röportajı

Kırklareli' nin genç esnaf ve siyasilerinden Mert Urdal ile "Pandemi ve Eğitim" üzerine bir röportaj gerçekleştirdik: “Eğitimde Kayıp Kuşak”
Mert Bey, sizin bir eğitimci olduğunu biliyoruz. COVID-19 pandemisinin çocukların üzerinde nasıl bir etkisi oldu?
20 seneyi aşkın süredir eğitim sektöründe çocuklar ve gençler ile çalıştığını, birçok resmi ve özel kurumda tiyatro ve drama öğretmenliği görevlerinde bulundum.
Pandemi sürecinin çocuklarımızın eğitimi üzerinde derin yaralar açtığına değinen Mert Urdal, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yaşadığımız pandemi süreci, ülkemizi sağlık açısından ve ekonomik açıdan olumsuz şekilde etkilemiştir. Birçok kişi ve kurumda yaralar açmış, hatta geri dönülmez durumlar yaşatmıştır.
Bu önemli durumların yanında pek de dillendirilmeyen ancak çok önem verdiğim bir konuya değinmek istiyorum: "Pandemide Eğitim ve Öğretim". Bu süreçte çocuklarımızın öğretim hayatlarının 1.5 - 2 senesi neredeyse heba olmuştur. Etkisini birebir olmasından ve sosyallikten alan yüz yüze eğitimin yeri (birçok öğrencinin ekonomik sebeplerden katılım sağlayamadığı) yaşıt bütün öğrencilerin aynı seviyede kabul edildiği uzaktan eğitime bırakılmıştır.
Eğitimi devam eden öğrencilerin yanında, eğitime yeni başlayan öğrencilerin de mağdur olduğunu görüyoruz. Neler söylemek istersiniz?
2019 - 2020 Eğitim - Öğretim dönemine başlayan çocuklarımız, uzun bir aradan sonra iki sınıf birden atlayarak eğitim öğretim almaya devam etmeye çalışmaktadırlar. Pandemi öncesi iki yıllık yüksek okul kazanan gençler, sadece yarım sene üniversiteye gidip mezun olmuşlardır. Şu an iş hayatına atılma gayretindedirler. İlkokula başlayan çocuklar okuma yazmayı tam olarak öğrenememiş iken şu an üçüncü sınıfa gitmektedirler. Peki geçen bu süreçte çocuklarımız ne öğrenebilmişlerdir?
Mesleğinize yönelik konuşmanız gerekirse nasıl zorluklar yaşadınız ve bu sorunların üstesinden nasıl geldiniz? Yardım aldınız mı?
Ailesinde eğitimci olan çocuklar kısmen daha az etkilenmiş ancak toplumun çoğu için bu süreç büyük bir kayıp olmuştur. Bu çocuklara "Eğitimde Kayıp Kuşak" diyebilmekteyiz.
Genel ve özel olarak maalesef pandemi süreci iyi yönetilememiştir. Sonuçlarını birçok alanda yaşamaktayız. Tabi ki bu süreç her ülke için zor olmuştur ancak herkes yaşadığını bilmektedir.
Pandemi sürecinde bir kuruş bile destek alamadık!
Hemen her ailede tarifsiz maddi-manevi acılar yaşanmıştır. Bununla birlikte güçlü ülkelerin vatandaşlarına yaptığı özellikle maddi destekleri görünce gücün lafla değil işle olduğunu bir kez daha anlamış olduk. Kendi sektörüm (Öğrenci Konaklama İşletmeciliği) ile ilgili konuşacak olursam, pandemi sürecinde bir kuruş bile destek alamadık maalesef.
Pandemi öncesi Kırklareli Merkezde 70 civarında olan öğrenci yurt ve pansiyon sayısı şu an 30'lara düşmüştür. Binaları kiralık olan işletmelerin hemen hepsi fesholmuş, onlarca işletmeci ve çalışan işsiz kalmıştır. Durum bu kadar vahimdir. Benzer vahamet özel eğitim (ve eğitime destek) kurumları ve çalışanları için de geçerlidir. Kurumlar kapanmasa dahi çalışanları maaşsal mağduriyet yaşamışlardır.
Uzun süre okula gitmeyen öğrencilerin de yaşadığı birtakım sorunlar var. Bunlar nelerdir?
Birçok öğretmen arkadaşımla pandemi ve eğitim sürecini konuştuk. Hemen hepsi bu sürecin zor ve yıpratıcı olduğunu, önümüzdeki yıllarda bu yaşanan sıkıntıların çocuklarının eğitim hayatında boşluklar bırakacağını bildirmiştir.
Milli Eğitim Bakanlığımızın atladığı önemli durumlardan biri de 1.5 sene okula gitmeyen, tatil modunda yaşayan öğrencilerimize okullara alışma sürecine dair hiçbir çalışma yapılmamış olmasıdır.
Birçok öğrencimiz okula giderken çok isteksiz. Ders dinlerken zorlanıyorlar.
Öğretmen arkadaşlara alış(tır)ma süreciyle ilgili sorular sorduğumda, maalesef bu konuyla ilgili bilgilerinin ve onlara ulaşan bir talimatın olmadığını söylediler.
Birçok öğrencimiz okula giderken çok isteksiz. Ders dinlerken zorlanıyorlar. Öğretmenlerimiz ise müfredatın çok yoğun olduğunu, eksik konuları da anlatmaya çalışıp dersleri yetiştirmeye çalıştıklarını söylüyorlar. Burada büyük bir sorun bulunmakta. Bu sorun da görmezden gelinerek çözülememektedir. Milli Eğitim Bakanlığımıza büyük bir görev düşmektedir.
Bu sorunların sonuçlarını öğretmenlerimizin yaptığı sınav notlarında da görmek mümkündür. Pandemi öncesi alınan notlarla pandemi sonrası alınan notlar arasındaki farklar, bu sorunların varlığını kanıtlamaktadır. Öğretmen arkadaşlara sınav sonuçlarını sorduğumda, onlar da sınıf ortalamalarındaki düşüşten tedirgin olduklarını bildirmişlerdir.
Sonuç olarak önerileriniz nelerdir? Sizce bu kayıpları ne şekilde atlatabiliriz?
Buradan bir eğitimci ve bir veli olarak, Milli Eğitim Bakanlığımıza, tüm siyasi parti yöneticileri ve seçilmişlerine seslenmek istiyorum: Çocuklarımızın eğitimde kayıp kuşak olmalarına lütfen müsaade etmeyelim. Bu sorunların farkına varalım ve çözümler için hep
birlikte harekete geçelim. Yoksa eğitimin faturası ekonominin faturasından çok daha ağır olacak.
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ
Kaynak: Manşet Haber
- 0SEVDİM
- 2ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.